İsmi Ergün
Tunç, Mehmet oğlu Seringül’den olma, 02 Haziran 1966
doğumlu, Ardahan ili Çıldır
ilçesinde kayıtlı. Ve diğer tüm nüfus bilgileri.
Sokağı, mahallesi, cilt, aile no.su filan. İkameti ise
Bağcılar-İstanbul’da, açık adresiyle birlikte.
Bu
bilgileri Bakırköy Cumhuriyet
Savcısı Sayın Ahmet Yaşar Al’ın tarafıma
yönelik ölüm tehdidiyle ilgili verdiği takipsizlik
kararından öğreniyorum.
Çünkü bu kişi 7 Eylül 2018 ve 10
Eylül 2018 tarihlerinde TGRT televizyonunu altı kez
0553 756 55 75 no.lu telefondan
arayarak kendisini “Bağcılar’dan
Erdem” olarak tanıtmış ve çeşitli hakaretlerle
tehditlerle birlikte aynen şöyle demişti:
“Oraya gelip sabahtan
akşama kadar beklerim, çıktığında da Fuat Uğur’un kafasına iki el
sıkarım”
Savcılığın talebi
üzerine Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Bilgi
Teknolojileri İletişim Kurumundan yazılan müzekkerelere
gelen cevabi yazılarda özetle şöyle deniyor. Polnet sisteminde
sorgulama yapılıyor, hattın şüpheli Ergün Tunç adına
kayıtlı olduğu, bu hat üzerinden tarafıma iki mesaj
gönderildiği ve bir arama kaydı bulunduğu tespit ediliyor.
Bağcılar’daki adresinde de oturmadığı, yeterli adres ve kimlik
bilgilerinin olmadığı, AÇIK HAT diye
tabir edilen hatlardan olması nedeniyle de yeterli delil elde
edilemediği kaydediliyor.
Sonuç:
KOVUŞTURMAYA YER
OLMADIĞINA…
Anlayamadığım için paylaşıyor ve
soruyorum:
1-Adam alenen nasıl yapacağını
da ifade ederek beni ölümle
tehdit ediyor.
2-Tehdit edenle ilgili elimizde
kendi verdiği bir isim ve telefon
numarası var sadece. Bir de bu tehditleri
dinleyen tanıklarımız.
3-İlçe emniyeti ve BTK bu adamın
adının Ergün Tunç olduğunu ve tüm nüfus
kimlik bilgilerini tespit ediyor. Hatta Bağcılar’da nerede oturduğu
da dâhil buna.
4-O telefon numarasından
tarafıma iki mesaj, bir telefon (aslında 6 kez arama var) geldiğini
de keza saptıyorlar.
4-Sonra da “İkamet
adresinde oturmuyor, yeterli kimlik bilgileri yok, delil
bulunamadı” diyerek takipsizlik
kararı veriliyor.
Sonuç beni şaşırttı. Ama
neyse…
Ben yerin dibine
giren PKK’lı ve DEAŞ’lı, FETÖ’cü teröristleri
inlerinden bulup çıkaran devletimizle ilgili fazla
hayale kapıldım sanırım.
Sözcü yazarı
olsaydım daha farklı olur muydu diye aklıma gelmiyor
da değil.
Zaten kendime kızdım. Yahu adam
yolun ortasında üç tane kadını hastanelik edinceye dek dövüyor
sonra da adli kontrolle serbest bırakılıyor. Ona bırak hapisten
çıkmış cani, birini bıçaklıyor, tutuksuz yargılanıyor.
Sen de adamın biri
seni ölümle tehdit etmiş diye caz
yapıyorsun.
Bırak rahvan gitsin.
Öldürülürsem nasılsa icabına bakan bulunur.