Bu yazı biraz gecikti ama
Türkiye’nin gündemi de bir yerinde durmuyor ki.
İki hafta
önce Habertürk TV’de eski Diyanet İşleri Başkanı
Mehmet Görmez FETÖ hakkında çok önemli açıklamalar
yaptı. Herkes “Vay
canına” dedi.
Lâkin bu önemli
açıklamaların bu saatte yapılmasının da
bir anlamı kalmamıştı. Çünkü Sayın Görmez 17-25 Aralık
sonrasında konuşsaydı sözleri bir işe yarayacaktı
FETÖ ile mücadelede. Şimdi kendini aklamak ve savunmak, hakkındaki
olumsuz algıyı değiştirmek istiyor yalnızca.
Pek çok önemli nokta var değinmek
için ama ben en çok FETÖ’nün düzenlediği ve kendisinin de
katıldığı İCMA KIYAS
KURULU toplantılarına değinmek
istiyorum.
Bu konuya daha önceki yazılarımda
değinmiştim.(*) Benim bildiğim ve vâkıf olduğum bir
alan değil biliyorsunuz. Sevgili haber ve yazı kaynağım Ümit
Akdemir bunları bana hatırlatmış, gereken bilgileri
aktarmıştı. Bu yazılarda FETÖ iblisinin
neden İCMA KIYAS KURULU’nu önemsediğini,
kendisini halife ilan ettirmek için kendi güdümünde oluşturulan bu
kuruma çok önem verdiğini anlatmıştım.
Ümit
Akdemir şimdi yine bu konuyu ele aldı
ve Mehmet Görmez’in konuşmasındaki
vahameti anlattı.
Şimdi bir kez daha
hatırlatalım:
İCMA, Kur'ân ve Sünnet'ten
sonra üçüncü kaynak olarak kabul
ediliyor. Terim olarak karşılığı şu:
Peygamberimizden sonra
herhangi bir asırda İslam’da yeni gelişmeler
karşısında müçtehitlerin kıyaslama yöntemine
giderek bir konu hakkında ittifakla karar
vermesidir. Bu duruma Kıyas-ı
Fukaha da denir.
MÜÇTEHİT: İlim sahibi,
ilmiyle amel eden, hür iradesiyle güvenilir kişiler. Ki onlar
yaşadığı bölge halkı tarafından da kabullenilir ve saygı görürler.
İşte bu özellikleri kendinde toplayan kişilerdir
Müçtehitler.
İCMA KIYAS TOPLANTILARINI
KİM ORGANİZE EDER?
Nitekim Peygamberimizin
vefatından hemen sonra bir grup zekâta itiraz
edince Halife Hazreti Ebubekir Eshabı
toplayarak zekâta karşı olanlara eylem planını
görüşmüştür. Böylelikle İcma toplantıları Osmanlı’ya
kadar halife himayesinde gelmiş
ve Cumhuriyet kurulduktan sonra bu miras siyasi
idarenin himayesinde miras olarak Diyanet
İşleri Başkanlığı’na devredilmiştir. Ancak Diyanet ve
siyasi irade bu konuda kımıldamayınca FETÖ bu boşluğu
değerlendirmiş İCMA KIYAS TOPLANTILARI yapabilme cüretini
göstermiştir. Bu FETÖ’nün ilk darbesiydi; İslam
dinine.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANI
GÖRMEZ’İN EN BÜYÜK HATASI
FETÖ’nün İcma Kıyas Kurulu
Toplantıları geçersizdi çünkü bu kurulu
toplayan da, topladığı kişiler de müçtehit
kriterlerine kesinlikle uymamaktaydı.
Ne yazık ki Diyanet
İşleri Başkanı tüm bu kriterleri bilmesi gereken kişi
olduğu hâlde FETÖ’nün bu İcma Kıyas Kurulu
toplantılarına kurum olarak katılmakta bir sakınca
görmemiş, Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait bu yetkiyi tam
anlamıyla gasbettirmişti. Sayın Görmez'i gören müftüler de bundan
vazife çıkarmış ve bu sahte İcma Kıyas
Kurulu’na katılmakta sakınca görmemişlerdi.
GÖRMEZ’İN BİLMESİ GEREKEN
AMA ALDIRMADIĞI KONU
Söyledik ama yine
söyleyelim:
Bu toplantıları yapmak FETÖ’nün
ne haddidir ne de hakkıdır.
İslam hukukuna alenen
tecavüzdür. İrade gasbıdır ve bu toplantı tam anlamıyla fıkhi bir
darbe girişimidir.
Oysa beklenirdi
ki Diyanet çok hassas davranarak tepki
göstersin, toplumu ve siyasi iradeyi
bilgilendirerek bu toplantıları engellesin. Ama
nerede? Sayın Görmez engellemeyi bırakın, bizzat katılarak,
kurumdan katılım sağlayarak BİAT
ETMEYİ yeğlemiştir.
Sayın Görmez televizyon
programında “Yetkimiz ve yetki alanımız
dar” diyor. Ancak dışarıdan, FETÖ tarafından
düzenlenen korsan ve geçersiz İcma Kıyas Kurulu toplantısına
katılırken “yetkimiz az, yetki alanımız
dar” demedi nedense.
Çok merak ediyorum. Sayın Mehmet
Görmez belki hukuken bu konuda suçlanamaz ama vicdani
olarak nasıl rahat uyuyabiliyor?
FETÖ İCMA KURULUNA
KENDİNİ HALİFE İLAN ETTİRECEKTİ
Bu İCMA KIYAS
KURULU hakkında neden titizlikle duruyoruz, biraz da
bundan söz edelim.
FETÖ iblisi her şeyi o
kadar planlayarak yürüttü ki bu da planın
parçalarından ve aşamalarından biriydi. Bir yandan CIA
ile iş tutup, devlet kademelerine sızarak darbenin
altyapısını oluştururken, diğer yandan da kahir ekseriyeti Müslüman
olan Türkiye halkına dini argüman
sunarak dinî ve siyasi liderliğini kabul
ettirmiş olacaktı.
Çünkü teröristbaşı
Fetullah Gülen darbe sonrası
gelip halife olacaktı.
Bunun bir kurumsal
altyapısının oluşturulması gerekiyordu
ve İcma Kıyas Kurulu toplantısı bu amaca hizmet
edecekti.
Konusu bile Fetullah
Gülen olan 2014 yılı Nisan ayındaki bu sahte-korsan
toplantı, darbeden sonra da tekrar edilecek olan İcma
Kıyas Kurulu
toplantısına zemin oluşturacaktı.
Mehmet Görmez bu toplantıya
katılarak, bu vahameti nasıl görmezden geldi akıl alır gibi
değil.
Fetullah
iblisi, 2016 yılındaki 15 Temmuz hain darbe girişimi
başarılı olsaydı Türkiye’ye
dönecek, Diyanet’e derhal İcma Kıyas Kurulu’nu
toplattıracak, ardından da dandik ve kıytırık
“Müçtehit”lere telkin yoluyla kendini halife ilan
ettirecekti.
Nereden döndüğümüzü bilelim de
öyle konuşalım diye bu yazılar.
.....
(*) http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/588443.aspx
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/588477.aspx
FUAT
UĞUR'UN DİĞER YAZISI İÇİN TIKLAYIN