Sevgili Peygamberimizi aleyhisselam Allahü teala üstünler üstünü olarak yaratmış; O’nu en güzel isimlerle tesmiye etmiş ve en güzel sıfatlarla süslemiştir. O’nun, insanlar arasında en yaygın isimleri Muhammed (övülmüş) ve Mustafa (seçilmiş)tir.
Bir küre düşünün; en tepe (zirve) noktasından en alt (aşağıların
aşağısı) çizgiye kadar; her kademede insan çeşitleri bulunmaktadır.
Ortasından yukarıya doğru iyi ve güzel insanlar; orta çizgiden
aşağıya doğru da en kötü ve en edna (alçak) insanlar yer
alır. Allahü tealanın yaratmış olduğu iyilik ve güzelliklerin
tümü, süzüle süzüle; kürenin en zirve noktasında kemâle, yani doyum
noktasına ulaşır ve Mustafa (en halis-en süzülmüş-en seçilmiş)
ismini alır. Kürenin aşağıya doğru kısmı da böyledir; dereke dereke
alçalarak en edna, kötüler kötüsü olarak seçilir… Malum her şey
zıddı ile kaimdir.
İşte, bu en üstün süzülmüş sıfatla anılan; Âlemlere rahmet olarak
gönderilen, sevgili Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve sellemin
ta kendisidir. Böyle bir şanlı Peygambere aleyhisselam ümmet
olmanın şerefini taşıyan Kadı İyad
hazretleri; "...Bundan dolayı ne kadar övünsem azdır;
zira O’na ümmet olmakla öylesine iftihar ediyor ve kendimi öylesine
yükseklerde buluyorum ki, yıldızlar ayaklarımın altında
kalıyor" buyurur.
Çünkü; O’nun ümmetinin âlimleri İsrailoğullarının Peygamberleri
gibidir. Bu tespiti bizzat Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem
Efendimiz yapıyor. İsrailoğullarının Peygamberleri
(aleyhimüssalevât), kendilerinden önce Yahudiler için gelen
Resullerinin Şeriatlarını koruyorlardı. Muhammed aleyhisselam
ümmetinin âlimleri de; bütün insanlığa gelen Cihanşümul dinin
hükümlerini koruyorlar; onlara muhafızlık yapıyorlar. Bu da
şereflerin en üstünü olsa gerektir.
Muhammed aleyhisselamın tebliğ ettiği İslamiyet’le birlikte
insanoğlunun, O’nun Şeriat’ının dışında bir dinle Allahü tealaya
ibadet etmeye yol ve imkân kalmamıştır.
Peygamberlerin en büyüklerinden olan İsa aleyhisselam bile;
Kıyamet’e yakın gökten indiğinde, Muhammed aleyhisselamın
Şeriatı’na göre hüküm verecektir. İbn-i Arabi’nin ifadesiyle; İsa
aleyhisselam velilerin sonuncusudur (Hatem-ül evliya). Allahü teala
O’nun velayetini -ki mutlak velayettir- ulu bir resul ile bitirmiş
olması, Muhammed aleyhisselama bahşedilmiştir. Bundan dolayıdır ki;
İsa aleyhisselam iki kez diriltilecektir. Biri Peygamber olarak
Peygamberlerle (aleyhimüssalevât), bir diğeri de Muhammed
aleyhisselama bağlı bir veli olarak..
Peygamber Efendimize aleyhisselam verilen en büyük mucize
Kur’an-ı kerimdir. Kimse, ya da kimseler onun mislini
yapamaz. Kur’an-ı kerim, kendinden evvel gelen bütün kutsal
kitapların hükümlerini (Şeriatlarını) kaldırmıştır (neshetmiştir).
Kendisinin ise bir tek harfi bile değişmeden, vazettiği bütün
hükümleri ile Kıyamet’e kadar bakidir.