"FETÖ" terör örgütünün ne olduğunu anlayabilmek için, illa darbe
mi yapması gerekiyordu?
Cumhurbaşkanı sayın Tayyip Erdoğan devletin tepesinde bizler bir
avuç yazar-çizer olarak gazete sütunlarımızda; mahut terör
örgütünün hedefi olmak pahasına yırtınıp durduk. Gelin görün ki,
derdimizi kimseye anlatamadık.
Muhalefeti bir kenara bırakıyoruz; zira onların her birisinin
ikircikli tutumları ortada. İktidar, cemaat zannıyla mahut yapıyla
kol kola yürürken; muhalefet karşı duruyordu ve hatta bu yüzden
iktidarı suçluyordu. Başta sayın Tayyip Erdoğan etrafındaki birkaç
kişi, ne zaman ki bunların cemaat olmadığını; ‘Üst akl’ın emrinde;
sadece Türkiye’yi değil, dünyanın büyük bir kesimini bir ahtapot
gibi saran bir yapı olduğunu görüp dillendirdi; bizim muhalefet el
birliği ile FETÖ’nün yanında yer aldı.
Bu yapı tarafından kuşatılmışlıkları bir tarafa; sırf Tayyip
Erdoğan düşmanlığı yüzünden; onun ak dediğine kara demek için bu
karanlık yapının yanında yer aldılar.
Başsavcılığın iddianamesi yayınlandı. Senelerdir dillendirip
yazdıklarımızla bire bir örtüşüyor. Türkiye’yi hegemonyasına alan
‘Üst akıl’ (Önce İngiltere, sonra ABD), dünyanın büyükçe bir
kesiminde olduğu gibi, Türkiye’de de proje geliştirdi. Bu projeyi;
Fethullah Gülen’i yanına alarak ve kullanarak (Fethullah’a
sorsanız, o, ABD’yi kullanıyor!) eğitim faaliyetleri görüntüsü ile
yürürlüğe soktu. Dershaneler ve kolejler derken; sayıları 600’ye
yaklaşan her kademedeki özel okullar, 17 vakıf üniversitesi ve
polis okullarının yanı sıra; hava-kara-deniz ve jandarma okulları
ve bunların akademileri vb… hep bu yapının kontrolüne geçti.