Moody’s Türkiye’nin uluslararası kredi notunu (Baa3) bir basamak
indirerek (Ba1) çöp seviyesi düşürdü. Tekrarlamakta fayda var ‘çöp
seviyesi’... Yani Moody’s parasını değerlendirmek isteyen başta
emeklilik olmak üzere değişik birçok fona, ‘Türkiye’ye yatırım
yapmayı tavsiye etmiyoruz’ notunu verdi. Tüzükleri gereği bu
fonlar da en az iki ‘yatırım yapılabilir’ onayı olmayan ülkeye
fonlarını aktaramıyor. Moody’s’in bu hamlesinden sonra onay veren
sadece Fitch kaldı. Onun durumu da belirsiz.
Peki Moody’s’in bu kararı öne sürdüğü gibi iktisadi saiklerle
alınmış bir karar mı? Doğrusu bu konuda hemen her kademe ciddi soru
işaretleri var. Karar kesinlikle politiktir ve Türkiye’ye
yönelik saldırıların devamıdır.
Öne sürdüğü gerekçeler, Türkiye’nin ortaya koyduğu performansla
örtüşmüyor. Elbette sorunlar var, kimin yok ki? Nereden bakarsak
bakalım, karar asimetrik bir savaşın devamı gibi gözüküyor. 15
Temmuz darbe girişiminin ardından uyarı veren, henüz geçen hafta
‘şok etkisi atlatıldı’ mesajını yayımlayan Moody’s Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika’daki ‘ayarından’ hemen sonra
yeniden karar değiştirmesi, objektif kriterlerle izah edilemez.
Lütfen kimse kimseyi kandırmasın.
Kararında kısaca ne diyor Moody’s: “Dış finansman ihtiyacının
oluşturduğu riskler, ekonominin küresel şoklara karşı olan
dayanıklılık derecesi açısından çok önemlidir.” Teknik açıdan doğru
bir önerme gibi görünüyor, ancak bu yeni bir durum değil. Cari
açığın ve kamu borcunun milli gelir içindeki oranı, 20 Avrupa
ülkesine göre çok daha olumlu bir tablo sergiliyor. 2008 krizi
başta olmak üzere son olarak 15 Temmuz darbe girişiminde de gördük
ki, Türkiye dış şoklara karşı direnci yüksek bir ülke. Büyüme
beklentilerindeki düşüşü Türkiye’nin genel performansına bağlamak
da çok teknik bir izahat değil. Çevre koşulları ve küresel büyüme
iştahının düştüğü bir ortamda Türkiye’yi hedef göstermek Moody’s’in
kararını daha da tartışmalı hale getiriyor. Satış rekorları
kıran...