Türkiye’de iktidarın başlattığı “terörsüz Türkiye” sürecini
Suriye’deki gelişmelerden bağımsız düşünemeyiz.
Bu süreç Suriye’deki gelişmelerle yakından ilişkilidir.
ABD ve İsrail’in uygulamaya soktuğu Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)
kapsamındadır.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin davetiyle terör örgütü PKK’nın
kurucusu Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrıyla PKK silah bırakma ve
fesih kararı aldığını açıkladı.
İktidar “terörsüz Türkiye” sürecinin hedefini
“terörün sonlandığı, silahın geride bırakıldığı bir barış ve
kardeşlik” olarak açıklıyor ancak Öcalan-PKK-DEM’in açıklamaları
çok farklı hedefler içeriyor.
Öcalan, hedefini PKK’nın fesih kararı aldığı toplantıya gönderdiği
mesajla şöyle açıkladı:
“Başarıya dair inancım ve umudum yüksektir. Bunun başarıya ulaşması
sadece Kürt, Kürdistan için değil bölge için de önemli başarılara
yol açacaktır. Burada ulaşılacak bir başarı; Suriye, İran ve Irak'a
da yansıyacaktır. Türkiye Cumhuriyeti için de hem kendisini
yenileme, demokrasiyle taçlanma hem de bölgede öncülük yapma şansı
olacaktır.
…
Bölge konfederalizmi mutlak bir gereklilik olarak ön plana çıkıyor.
İsrail-Filistin çatışması, mezhep çatışmaları, ulus devlet
çelişkilerinin panzehiri demokratik konfederalizmdir.”
MHP Lideri Devlet Bahnçeli’nin “kurucu önder” diye
hitap ettiği Öcalan’ın hedefi “demokratik
konfederalizm” kurmak.
Öcalan bu hedefini ilk kez açıklamıyor.
Kurucusu olduğu Kürdistan Topluluklar Birliği’nin (KCK)
sözleşmesinde bu hedef çok açık biçimde belirtiliyor.
Öcalan’ın kaleme aldığı KCK Sözleşmesi’nde hedefin Türkiye, Irak,
Suriye ve İran’dan koparılacak dört coğrafyayı kapsayan konfederal
bir devlet kurmak olduğu yazıyor.
PKK’nın belgelerinde de yer alan bu amaç Türkiye’de mahkeme
kayıtlarına da geçmiş durumda.
Örneğin Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan bir örgüt
mensubunda bulunan ve yargılamaya konu edilen