Netanyahu yönetimindeki İsrail’in, Katar’ın başkenti Doha’da HAMAS yönetim heyetini hedef alan bir saldırı düzenlemesi, karşı karşıya olduğumuz gerçeği, net bir şekilde herkesin önüne bir kez daha koydu: İsrail’in hiçbir kural tanımadan Filistinlilere soykırım uygulamasını seyretmek, özellikle Arap ülkeleri için daha büyük kayıpların yolunu açıyor. 7 Ekim 2023 sonrasında İsrail’in başlattığı soykırıma karşı Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı onlarca zirve ve alt toplantı yaptı. Sonuç bildirileri yayınlandı, İsrail kınandı, saldırılar kabul edilemez bulundu vb. Peki sonuç? Bu bildiriler, İsrail’i geriletemedi, dahası Netanyahu’nun daha pervasızlaşmasına neden oldu. Özellikle Arap ülkeleri dedik ama aynı durum Türkiye için de geçerlidir. Nesnel olarak görülen şudur: Türkiye’nin izlediği mevcut strateji, İsrail’in mevcut saldırılarını önlemeyi, dahası genişletmesini engellemeyi sağlayamamıştır.Doha saldırısının hemen ardından küresel ana akım medya ve sosyal medya araçlarından dolaşıma sokulan bir sonraki hedefin Türkiye olduğuna dair iddialar ne anlama geliyor? “İsrail, Türkiye’ye saldıracak mı”, “Türkiye-İsrail savaşı mı çıkacak” gibi sorular soruluyor. İlk başta şunu söyleyelim: Netanyahu’dan 10 kat daha azgın bir yönetici İsrail’de işbaşına gelsin, Türkiye’ye saldıramaz! Çünkü, böyle bir durumda İsrail’in tarih sahnesinden silineceğini İsrail’i yönetenler de onun iplerini elinde tutanlar da çok iyi bilir. Bu nedenle, dolaşıma sokulan “bir sonraki hedefin Türkiye olacağı” iddiası, bizim Dışişleri’nin her açıklamasında göreve çağırdığı o meşhur “uluslararası toplum”un, yani emperyalist/siyonist mekanizmanın kontrolü altındaki medya araçlarının İsrail yanlısı, Türkiye karşıtı bir propagandasından başka bir şey değildir....