Son yıllarda mesaimi yarıya yarıya Ankara ile İstanbul arasında bölünerek geçirdim.
Son çeyrek yüzyılda etkisi azalsa da başkent Ankara ülkemizin siyasi merkezi. İstanbul ise, şimdilerde ‘medya’ diye adlandırdığımız basının geleneksel merkezi sayılabilir.
İki kent arasında bölünmüşlük, dostluklar öyle gerektirdiğinden, siyaset ve siyaseti yorumlayanlarla yollarımın daha fazla kesişmesine yaradı.
O sayede, bir gözlemci olarak, bir iddiamı buraya taşıyabilirim sanıyorum: Her meslek alanının kendine özel zorlukları, sorunları var elbette ama ben günümüzde iki uğraş alanı mensubunun işinin başkalarından daha zor olduğuna inanıyorum: Siyasiler ile siyasi yorumcuların…
Ülkemiz, varoluşunun sorgulandığı bir dönemden geçiyor. İçeride ve dışarıda devasa sorunlarla karşı karşıya; o sorunları geride bırakmak ve tarihin kendisine yüklediği misyonu üstlenebilmek...