15 Temmuz darbe girişimi gecesinde, bütün cesaretini kuşanarak
tek başına direnen bir kadın vardı. Adı Safiye Bayat! Safiye Bayat
o gece büyük bir cesaretle kalkmış ve darbeci askerlerin karşısına
bir zırh gibi dikilmişti. Korkmuyordu, savunduğu şeyin ne olduğunun
bilincindeydi. Askerler onu uzaklaştırmak için havaya ateş etmeye
başladılar fakat Safiye kararlıydı, direndi ve darbeci askerlerin
önüne geçip “siz ne yapmaya çalışıyorsunuz?” Diye hesap sordu. O
gece yaşananlar hakkında sorulduğunda “darbecilerin karşısına çıkıp
onların haksız olduğunu söylemenin oldukça önemli olduğunu ve o
insanların gözlerindeki kin ve şiddeti bütün yoğunluğuyla
hissettiğini” söylüyor.
Safiye Bayat, O gece köprünün askerler tarafından kapatıldığını
görünce her şeyden vazgeçip sokağa fırladı ve bir saate yakın
yürüyüp köprüye kadar ulaştı. Darbecilerin niyetlerini hissedince
öfkesi bir kat daha arttı. Kendisi o geceyi şöyle anlatıyor:
İtfaiye aracının arkasında askerleri gördüm. Bana el sallıyorlardı.
Buna bir anlam veremedim. Öncesinde bir polis grubu vardı. Onlar
bana geçit vermek istemediler. ‘Gitme Abla’ dediler. “Bana ilçe
emniyet müdürü izin verdi” dedim. “Bırakın çok istiyor gitsin”
dediler. Bir erkek gitse onu indirebilirler ama ben kadınım ancak
korkutup sindirebilirler diye düşündüm… Safiye Bayat kendisini geri
çevirmeye çalışan darbeci askerlere aldırmadan ilerledi ve onlara
yaklaşıp, niçin böyle yaptıklarını sordu. Darbecilerin gözü
dönmüştü. Kültürümüzde en ağır savaşlarda dahi, kadınlar, çocuklar
ve yaşlılar koruma altına alınır ve bu kişiler şiddet ortamlarından
uzak tutulmaya çalışılır. Fakat o gece, gözü dönmüş darbeci
askerlerden biri komutanına dönüyor ve savunmasız bir kadını
göstererek, vuralım mı diye soruyor. Safiye hanım darbeci askerlere
dönüyor ve “neden böyle yapıyorsunuz siz bizim
Mehmetçiklerimizsiniz” diyor. Bunun üzerine aralarından biri onu
hızla çekiyor ve yüzüne silahı dayayıp havaya ateş etmeye başlıyor.
Safiye Bayat beni bununla mı korkutuyorsunuz diye çıkışıyor ve tek
başına meydan okuyor. Fakat az sonra yaralı bir arkadaşına yardım
ederken ayağından yaralanıyor. Kendisine bu direnişi hakkında
sorulduğunda “Ben Hz. Hüseyin’in bir sözüyle hareket ederek gittim.
Zalimin karşısında çıkıp sen haksızsın diyebilmektir cihat. Ben
cihat ettim beni iman gücüm kurtardı…” diyor.