Fatma Barbarosoğlu Yeni Şafak Gazetesi

Yurt ki evimizdir, ev ki yurdumuzdur...

Geçenlerde aramızdan ayrılan Eduardo Galeano'nun karısının rüyalarını kaleme aldığı “Helena'nın Rüyaları” adlı kitabını okurken “Yolculuk eden ev” bahsine gelince durdum bir...

03 Şubat 2016 | 217 okunma

Geçenlerde aramızdan ayrılan Eduardo Galeano'nun karısının rüyalarını kaleme aldığı “Helena'nın Rüyaları” adlı kitabını okurken “Yolculuk eden ev” bahsine gelince durdum bir müddet. Hiç kıpırtısız.
Size pek fevkalade gelmeyecektir belki. Ama benim için birbirini hiç tanımayan iki kadının, birinin rüyası ötekinin hayali olan şey olarak tekerlekli ev bahsi çok çarpıcı geldi.
Önce Helena'nın rüyasında ilerleyelim:
“Yolculuk eden ev”
“Eskiden bizim olan, ancak öyle ya da böyle terk etmek zorunda kaldığımız için artık bize ait olmayan bir evin merdivenlerinde oturmuş denize bakıyoruz.
Ayağa kalkıyoruz. Ağır adımlarla uzaklaşırken, Helena'nın elinde bir ip olduğunu ve ipi, bizimle gelebilsin, bizi takip edebilsin diye eve bağladığını fark ediyorum.
Evin tekerlekleri var.”
E.Galeano'nun bir gece rüyasında gördüğü tekerlekli ev 80'li yıllara kadar anneciğimin hayali idi. Köydeki “yayla” gibi evini bırakıp kira evlerine “sığmak” anneme her sonbaharda çok zor gelir ne olurdu bir tekerleğin olsaydı da seni İstanbul'a konduruverseydim derdi.
Köydeki evimizin her bir köşesinde annemin emeği vardı. Evimiz bir çocuğun legosu ile oynamasına benzerdi. Her yıl evin bir tarafını daha, hep beraber mamur hale getirirdik.
Şimdi yazarken ev dediğime bakmayın, bizim oralarda ev kelimesi pek kullanılmaz. Yurt denir. Atasözlerindeki ev bile yurt olarak geçer. Yurt yapanın Allah yardımcısıdır şeklinde.
Ev ve yurt. Yurtlarını yitirenler evini de yitiriyor.
Bütün varlığımız geride bıraktıklarımızda kalıyor.
Can havliyle evini terk etmek zorunda kalan Surlu kadın, televizyonumun taksidini bile ödeyememiştim daha diyor. Aklı geride bıraktığı enkazda.
Suriyeliler mesela...
Bir zamanlar milyon dolarlık evleri vardı. Şimdi yok.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si... 03 Mayıs 2024 | 393 Okunma “Almanlar et başında” 26 Nisan 2024 | 426 Okunma Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 734 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 99 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 234 Okunma