Fatma Barbarosoğlu Yeni Şafak Gazetesi

Ve şehre “fuar” gelir...

Bahçeden içeri girince sol tarafta bilumum yiyecekler karşılıyor ziyaretçileri: Hatay Künefesi, Erzurum Cağ Kebap. Diğerlerinin ismini, önündeki yoğun kalabalıktan dolayı okuyamıyorum. Türkiye’nin yiyecek...

23 Ekim 2019 | 112 okunma

Bahçeden içeri girince sol tarafta bilumum yiyecekler karşılıyor ziyaretçileri: Hatay Künefesi, Erzurum Cağ Kebap. Diğerlerinin ismini, önündeki yoğun kalabalıktan dolayı okuyamıyorum. Türkiye’nin yiyecek kültürü omuz omuza resim veriyor. Sağ tarafta takılar var. Ne alırsan beş lira, on lira.

Otobüslerle fuar meydanına gelmiş olan küçükler, girişte karınlarını doyurup bir de takı aldılar mı içeri girdiklerinde kitaba verecek para kalmıyor haliyle. Yayıncıların en mustarip olduğu konu da bu: “Biz buraya kitap satmaya geldik, ama kitaba ulaşıncaya kadar küçüklerin aklını çeldirici çok şey var.”

Fuar alanında içeri girince sol tarafta sabuncu var. Eşek sütü sabununu ilk defa burada görüyorum . Ne işe yarıyormuş? Kırışıklık düşmanı imiş. Sağ tarafta “Bir fikrim var” diye bir köşe hazırlanmış. “Bir fikrim var” diyenlerin fikirlerini okumak için gayret sarf ediyorum. On dakika boyunca okuduğum alanda “fikir” bulamıyorum. Bir fikri olanlar belli ki buraya yazmaya gerek duymamış, fikri olmayanlar yedim, içtim, oturdum kalktım temalı “eylem”lerini itina ile yazmış. On dakikanın sonunda kendime soruyorum, sen ne bulacağını zannetmiştin? Galiba almak istediği kitapları almak için kendince yöntem sunan o çocuğu, o genci aramıştım. Bir yerlerde vardır muhakkak o çocukların, o gençlerin yazdığı satırlar. Benim on dakikalık aramamda karşıma çıkmadı sadece diyerek tesellinin tohumunu atıyorum kalbime. Günlerden Cuma olduğu için fuar alanı nispeten tenha ama Cuma günü için hatırı sayılır bir yoğunluk olduğunu da söylemek lazım. Hafta sonu bir izdiham yaşanacağını tahmin etmek zor değil.

Fuar alanında çocuklar neşe ile dolaşıyor, akranları ile şakalaşıyor. Lakin çocukları kitaba bakarken görmek pek mümkün değil. Çocuk kitapları ile aşk ile ilgilenenler daha ziyade ebeveynler. Çocuklarının dinden diyanetten ayrılmaması için kitaplardan medet umuyorlar. Bir kitap okuyacak ve haza hanımefendi, beyefendi dini bütün bireyler oluverecekler. Akşamdan sabaha. Eğitim ve terbiye işine bir süreç olarak değil de hemen şimdi neyse parası bir şekilde karşılarız tarzı ile yaklaşıldığı için... Kitabın kapağında ne kadar din, ahlak, Allah, melek, peygamber ifadesi geçiyorsa o kitabın o kadar iyi olduğunu düşünüyor ebeveynler.

Çocuk ve genç kitapları ilgili olarak acilen gönüllü okuyucular gerekiyor/gönüllü denetleyiciler.

Çocuk ve genç kitapları meselesi önemli. Önümüzdeki on yıl içinde en çok satan ve kazananlar çocuk kitapları yazarları olacak. Ama çocuk ve genç kitapları eleştirel yaklaşımlarla değerlendirilmediği sürece, çocuklarımızın okuma zevki kazanacağı kitaplara uluşması pek de mümkün olmayacak gibi görünüyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si... 03 Mayıs 2024 | 324 Okunma “Almanlar et başında” 26 Nisan 2024 | 424 Okunma Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 731 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 99 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 232 Okunma