Aile meclislerinde küçük çocuklara büyüyünce ne olacaksın
sorusunun sorulması, çocukla uzun uzun sohbete etme imkanı
tanımasından dolayı değerlidir. Sohbete bir yerden başlamak
gerekir, hal böyle olunca ne olacaksın sorusu işlevsel bir soru
olarak görünür. Çocuk ne olacağını söyledikten sonra, misafir teyze
ve amcalar ya öyle mi diyerek çocuğun konuşmasına imkan tanır, aynı
zamanda çocuğun ilgi ve dikkatleri hakkında bilgi edinir. Çocuk,
büyüklerin kendisini merakla dinlemesinden memnun, kendince en ilgi
çekici mesleği zikreder.
Ne olacaksın sorusuna eski meslekleri zikredenler de var -mesela
bir İmam Hatip Lisesi'nde kız öğrencilerin polis olmak istiyorum
cümlelerine yoğun olarak tanık oldum- ya da toplumun pek bilmediği
meslekleri zikredenler de var.
Çok paranın kazanıldığı meslekler vardır bir de. Günümüzün
çocukları bu kategori için youtuber olmayı seçiyor. Nihayet'in
“Gençlik Oyuna Geldi” sayısını hazırlarken çok çarpıcı bir şekilde
10-12 yaşındaki erkek çocuklarının youtuber olmak tutkusuna şahit
oldum.
Cuma gününden bu yana küçük bir kız çocuğunun “kariyer
planlaması”nı tartışıyoruz. Muhtarlıktan başlayıp
Cumhurbaşkanlığına kadar çıkacak olan “hayallerim büyük” diyen kız
çocuğunun en büyük hayali idamı geri getirmek.
Bu kız çocuğu, ekran üzerinden gerçekleşen bir “yanlış tanınma”
zehrine maruz kaldı. Ne ki pedagoji derneklerinden çıt
çıkmıyor.
Kız çocuğunun “yanlış tanınması”na vesile olan soru ekran üzerinden
servis edilen “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusu. Orta dereceli
okullar yarıyıl tatiline girerken ekran vasıtasıyla çocuklara ne
olacaksın sorusunun sorulması anlamlı değil. Sorun şu ki, anlam
konusunda kafamız bir hayli karışık. Anlam ile dikkat çekme/ses
getirme birbirine karıştırıldığı için, hem veliler hem de
öğretmenler anlamlı olanın değil daha ziyade ses getirecek işlerin
peşinde.
Nitekim küçük kızın cevabı da kısa vadede ses getirici bir
iş/performans olarak değerlendirildi. Öğretmen, sevgili
öğrencisinden gurur duyduğunu ifade eden karne notu yazmış ve
şevkle imzalamış, haberi hazırlayan muhabir ses getiren “başarısı”
ile gurur duymuştur.