Bu yazıyı, yazıp yazmamak konusunda kararsız kaldım bir
vakit.
Ramazan-ı Şerif'in son cumasında daha feyizli bir yazı yazma isteği
idi beni kararsız bırakan.
Daha olumlu, güzel, rikkatli bahislerde gezinsin isterdim
kalemim.
Ne ki zamanın bir nasibi var ve yaşadığımız zamandan da bizim
payımıza düşen keder...
Zamana tanıklığım en çok Allah'tan korkmayı ve Allah'tan
korkmayanlardan korkmayı pekiştiriyor.
Allah'tan korkuyorum. İyi bir mümin olamadığım endişesi ile kalbim
bana dar.
Dün E5 boyunca elindeki kartonda “AÇIM” yazısını taşıyan Suriyeli
göçmenleri gördüm. Güneş kızgındı ve beden dilleri ellerinde
tuttukları yazıyı en ağırından ispat ediyordu.
Sokaklarımızda dilenenler olurdu. Ama açım yazılı ibareyi
dolaştıranlara rastlamazdık.
Allah'tan korkuyorum bu sahneleri gördükçe. İmanımın beni
kurtarmayacağından tedirgin.
Sokaklarda gezinirken Allah'tan korkuyorum sanal alemde dolaşırken,
Allahtan korkmayanlardan korkuyorum.
Korku ki sosyal hayatı öldüren, ibadeti güdük bırakan, sanatı,
düşünceyi öldüren bir duygu. Hayat enerjimizi güve yeniği gibi
delik deşik hale getiren bir duygu korku.