Fatma Barbarosoğlu Yeni Şafak Gazetesi

Hayatın anlamını tüketip, ölüme birlikte yürümek...

Elele ölüme giden yaşlı çiftin haberi, “Sevgililer günü”nden birkaç gün önce düştü medyaya. Niye sevgililer günü üzerinden başladım yazıya? Birbirlerini çok seven, tek çocuk...

13 Şubat 2017 | 859 okunma

Elele ölüme giden yaşlı çiftin haberi, “Sevgililer günü”nden birkaç gün önce düştü medyaya.
Niye sevgililer günü üzerinden başladım yazıya?
Birbirlerini çok seven, tek çocuk sahibi Altan Bey (70) ile emekli öğretmen Ülker Hanım (71), geride intihar mektubu bırakarak son tatillerini yaptıkları Çeşmedeki otelden, arkalarında 2 bin Türk lirası bahşiş bırakarak, ölüm ile randevulaşmak için denize yürüdüler...
Başka bir zaman olsa mesela bir yılbaşı ya da bayram arifesinde medya/seçici algı, muhtemelen “hikayeyi” yaşlı yalnızlığı üzerinden değerlendirecekti.
Arkalarında bıraktıkları notta “Çok mutlu bir yaşam sürdük. Yaşlılık ve hastalık sorunlarımızdan kurtulamıyoruz” yazmışlardı.
Seküler zihniyet için “Çok mutlu bir yaşam sürdük” notu öncelikli ve belirleyici olurken, dindar zihniyet yaşlılık ve hastalık sorunlarından kurtulamıyoruz” cümlesine kilitlenip, hayırsız evlat ve umudun tükenişini merkeze aldı.
Bendenize gelince ölüm haberini okuduğum gün T.Zeldin'in “Hayatın Gizli Hazları” adlı kitabından “Ruhen Genç Kalmak Yaşlanmaktan Kaçabilmek için Yeterli midir” başlıklı denemesini okuyordum.
Deneme, Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer'in(1907-2012), 104 yaşında ölene kadar her gün ofisine gitmeye devam ettiğini ve heyecan verici binalar tasarladığını anlatıyordu.
Niemeyer'in 104 yıl azalmayan hayat enerjisinin kaynağı nedir? Zeldin bu soruya cevap arıyor denemesi boyunca.
Oscar Niemeyer'in özel yaşamının en dikkat çekici bölümlerinden biri evliliği. 75 yıl süren evliliği, karısının ölümü ile sonlanıyor. Niemeyer bu sıra 97 yaşında.
“Aile ömür boyu süren arkadaşlıktır” diyen Niemeyer'in karısının ölümünden sonra onun yokluğuna dayanamayarak hayata veda ettiğini anlatan satırlar bekliyorsunuz muhtemelen.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
“Görüntülere kazak ören aldatılmış büyükanneler” Türkiye’si... 03 Mayıs 2024 | 391 Okunma “Almanlar et başında” 26 Nisan 2024 | 426 Okunma Ne olacak bu anne babaların hali? 19 Nisan 2024 | 733 Okunma Bayram neşesinin dışında kalmamak, lâkin içine de girememek... 12 Nisan 2024 | 99 Okunma Öz orucu, söz orucu, köz orucu ve seçim kampanyaları... 05 Nisan 2024 | 234 Okunma