Nihayet Dergi'nin Mayıs sayısını gençliğe ayırdık.
Yaşlanmanın ertelendiği bir dünyada genç olmak nedir?
İhtiyarlığın/olgunluğun kabul edilmediği, yaşlılardan sürekli
hayattayım ve tüketebilme kabiliyetine sahibim performansının
beklendiği, uzun eğitim sürecinden dolayı gençlerin para kazanma
yaşının giderek yükseldiği 21. Yüzyıl'da, genç olmak nasıl bir
durumdur?
P. Bourdieu gençlik sadece bir kelimedir demişti.
Ne belli bir yaş aralığı, ne yapılan meslek, ne de hayat
tecrübesinin yokluğu bizi gençleri tanımlayabileceğimiz bir alana
götürmüyor.
21. Yüzyıl'da genç olmak demek anne babanın sahip olduğu “hayat
yordamına” asla sahip olamamak anlamına geliyor.
Genç, gençler, dindar gençler, bizim gençler, ideal gençler,
özgürlükçü gençler, gün boyu dilimizden düşmüyor; ama, genç
dediğimizde kimi ve neyi kast ettiğimizi aslında hiçbirimiz tam
olarak bilemiyoruz. Daha da önemlisi gençlerin nasıl yaşadığını, ne
hissettiğini, nelere maruz kaldığını, maruz kaldıkları ile nasıl
başa çıkmaya çalıştıklarını da bilmiyoruz.
P.Bourdieu'nun gençliğin sadece bir kelime olduğu ve homojen bir
kategori olarak ele alınamayacağı eleştirisine meslektaşları karşı
çıkmıştı.
Ama 21. Yüzyıl meslektaşlarını değil Bourdieu'yu haklı çıkaracak
bir şekilde ilerliyor.