“Türkiye'de bu hafta bir doktor daha öldürüldü.”
Böyle mi atacağız başlığı? Hayır.
Sağlık personeline uygulanan şiddetin ana haber bültenlerinde
olabildiğince altı çizilerek verilmesiyle birlikte , “doktoru
öldürmek” kahramanlık olarak algılanmaya başlandı.
En son Dr.Kamil Furtun cinayeti ile dağıldı bedenimiz,
ruhumuz.
Cani, katil, zorba “Canım istediği için öldürdüm” dedi.
Canı istediği için…
En tehlikeli şey budur. Birilerinin birilerini canı istediği için
öldürmesi.
Cani'nin bu ifadesini “haber” olarak yaydığımızda, potansiyel
caniler için yol gösterici bir izlek sunmuş olmuyor muyuz?
Canı isteyen adam öldürebilir. Canı istediği için adam öldürenler
böyle sırıtarak ekranlarda yer alabilir.
Ekranda görünmek için arsız, hırsız, yolsuz, cani olmaya aday kim
bilir kaç kişi var aramızda!
Katillerin haberi yapılmasın da öldürdükleri yanlarına kar mı
kalsın diyenler olacaktır derhal.
Adaletten umudumuzu kestikçe haberi adaletin yerine koyan yanlış
bir tutum içinde tökezliyoruz.
Adaletten umudumuzu kestikçe, medyanın acılarımızı haberleştirmesi,
bizim acımıza uzun uzun yer vermesi ateşin düştüğü yer için teselli
gibi görünüyor.
Fakat meselenin asıl boyutunu gözden kaçırıyoruz.
Vicdan sahibi bireyler katilden nefret ederken; kişilik bozukluğu
olanlar bu haberlerde, maktulden yana değil katilden yana saf
tutarak kendileri için rol modeli buluyor.
Siyasi gündemin baskınlığı yüzünden sosyal meseleler üzerinde
gerektiği gibi duramıyor, sosyal meseleleri sadece şiddetin kesişim
kümesi içinde idrak ediyoruz