Roman okumayı, romanın özetini yazmak olarak ortaya koyan eğitim
anlayışımız, son teknoloji ile buluşup en iyi roman özetleri
sitesini devreye soktu.
Milli geleneğimizdir, öğretmenler okumadıkları kitapların özetini
öğrencilerinden ödev olarak ister.
Öğrenciler hiç okumadıkları romanların özetini şık bir kapağın
altında bir kaç sayfa olarak hocalarına takdim eder. (Durum tam da
Aziz Nesin öykü atmosferine yakışacak kıvamda yaşanır.)
Bizim zamanımızda hocalar şöyle bir kapağa bakar, alt başlıklara
bakar, inci gibi dizilmiş yazıdan, öğrencinin renkli kalem kullanma
zevkinden, azim ve şevkini görerek notunu verirdi.
Zamane öğretmenlerinin durumu zor tabii. Ödevler internetten
“kitapozetleri.com” adresinden print edildiği için öğrencilere neye
göre not verecekler?
Esasında Türk romanlarının dizileri yapılıncaya kadar her şey
mükemmel bir şekilde işliyordu. Arada bir “Kim Milyoner Olmak
İster” diye bahis açanlar, sade suya bir roman kahramanını soru
olarak ekrana yansıtsa da, “Vay filanca üniversitede okuyan
Feşmekan Diplomatoplayan adlı yarışmacı, Yaban romanının
kahramanının ismini bilemedi” manşetini hak edecek haber değerine
sahip değildi, edebiyat sorularının boş kalan hanesi.
(Bu arada geçerken söylemiş olayım, kim milyoner olmak istemez aziz
kardeşim! Kim milyoner olmak ister sorusu, gençliğimizin ahlakını
ifsat edici bir sorudur. Kabul, bazılarının bu konuda kafası biraz
karışık oluyor. Mesela 2010 yılında, dünyanın en zeki adamı kabul
edilen Rus matematik alimi Dr. Grigori Perelman, bir milyon doları
önce reddedip, sonra ödülü kabul etmeyi düşünmeye başladığını
söylemişti. 2016 Nobel Edebiyat ödülü alan/verilen Bob Dylan ise
ödül aldığını sosyal medya hesabından ilan edip, sonra kendisini
erişilmez kıldı. Belli ki ilgiyi daha fazla üstüne çekmek istiyor.
Velhasıl siz o yarışmanın adını eliniz değmişken, “Herkes Milyoner
Olmak İster” olarak değiştiriverin bir zahmet...)