Fatih Selek Türkiye Gazetesi

Sicili temiz gazetecilik!

Gazeteciler basın kartını Başbakanlık'tan alıyordu. Başbakanlık müessesesi kalkınca yetki Cumhurbaşkanlığı'na bağlı kurumlara verildi. Bu çerçevede Basın Kartları...

17 Aralık 2018 | 6.335 okunma
Gazeteciler basın kartını Başbakanlık'tan alıyordu. Başbakanlık müessesesi kalkınca yetki Cumhurbaşkanlığı'na bağlı kurumlara verildi.
Bu çerçevede Basın Kartları Yönetmeliği de değişti ve son 70 yılın 14'üncü düzenlemesi yapıldı.
İnternet haber siteleri mevzuata girmedi. Ancak dijital mecrada çalışanlar da 'basın mensubu' tanımı kapsamı içine alındı.
Düzenlemeye göre terör suçlarından hüküm giyenlere ve tacizcilere, tecavüzcülere, bir suçtan en az 5 yıl hapis cezası yiyenlere basın kartı verilmeyecek.
"Halk arasında korku ve panik oluşturmak amacıyla tehditte bulunmak, suçu ve suçluyu övmek, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, dinî değerleri alenen aşağılamak" gibi suçlardan ceza alanlar da basın kartını rüyasında görecek.
Birincisi...
Yani bu değişiklik; işinde gücünde olanı değil,
PKK'lılara güzellemelerde bulunan 'Karan'lık kadınları,
"Hesap günü gelecek, sizi mağdur edeceğiz" diye parmak sallayan 'Kırıkkanat'ları,
Adliyede savcı katleden DHKP/C'lilerle röportaj yapan karı'Şık' adamları,
Vatandaşa 'göbeğini kaşıyanlar' diye hakaret eden Be'kir'gilleri ve onların zihniyetinin temsilcilerini ilgilendiriyor...
Yönetmelik, basın kartı sahibinin sınırlarını çiziyor.
Ne var ki Türkiye'de sistem ve düzen devamlı değişiyor. On yıl önce suç görülen bugün sayılmayabiliyor.
İkincisi...
Bundan sonra basın kartı 'sicili temiz' gazetecilere verilecek.
Pekiyi, kalemini şahsi çıkarı için kullananları, parayla röportaj yapanları, ahlaksızlığın dibine vuranları, mesleğin altını oyanları ne yapacağız?
Onlar için de bir yönetmelik yok mu?
 
 
Sözcü'ye dava kime hizmet eder?
 
Sözcü gazetesinin yönetici ve yazarları hakkında "FETÖ'ye bilerek ve isteyerek yardım" suçundan iddianame hazırlandı.
Emin Çölaşan ve Necati Doğru üçer yazısından dolayı davalı konumunda.
Çölaşan'ın meşhur "Bizim başaramadığımızı Fethullah'la ekibi başardı" yazısı da dosyaya kondu.
61 sayfalık iddianame söz konusu yazarlara değil, ağırlıklı olarak gazeteye yönelik hazırlanmış. 17/25 Aralık döneminin manşetleri ortaya dökülmüş.
Gazete bunun üzerine geçen hafta neden FETÖ'cü olamayacaklarını ispatlamak için manşetler attı.
"Ben M. Kemal'in askeriyim" diyen Çölaşan vaktinde Zaman gazetesiyle nasıl davalık olduğunu anlattı.
Sözcü ve yazarları FETÖ'ye alet olmuş olabilir. Nitekim, onlara belgeleri getiren polislerin çoğu ihraç edilmiş.
Eski yerleşik düzeni kutsamaktan, toplumun bir kesiminin değerlerini hafife almaktan, iktidara nefret kusmaktan ve bu uğurda yalan yanlış demeden bulduğuna sarılmaktan başka ne iş yapıyor Sözcü?
Bu yüzden gazeteye FETÖ'den dava açmak ya meseleyi sulandırmak anlamına gelir ya da tam tersine eski devletin sinsi bir operasyonunun altyapısının kurulduğunu akıllara getirir.
İddianamenin beş yıl sonra yazılması ikinci şıkkı güçlendiriyor.
 
 
Çölaşan'ı nasıl bilirsiniz?
 
Emin Çölaşan FETÖ'cü değildir. Aksi iddia hayatın olağan akışına terstir. Ama, Çölaşan çok şeydir.
* Mesela Sultan Abdülhamid tarafından Fizan'a sürülmüş bir 'İttihatçının torunudur' Çölaşan.
* Eski patronu Aydın Doğan'a göre nankörün tekidir. Köşesini bir mevzi hâline getirmiş, nazla, cazla, şantajla 300 bin, 500 bin dolarlar götürmüş bir 'kalemşor'dur Çölaşan.
* Devlet Planlama Teşkilatı'nda çalışırken devletin gizli belgelerini Cumhuriyet gazetesine sattığı ortaya çıkan 'iş bilen bir memur'dur Çölaşan.
* Amirlerini "Takunyalılar, tarikatçılar, namaz kılıyorlar" diye 'gazetelere vermiş' bir ispiyoncudur Çölaşan.
* 12 Eylülcülerin postalını yalamış, 28 Şubatçılara hevesle "Paşam darbe yapacak mısınız?" diye sormuş bir darbeci matkaptır Çölaşan.
* Eşi Danıştay'ın, kayınbiraderinin eşi Anayasa Mahkemesi'nin başına kadar yükselmiş bir 'ricacı'dır Çölaşan.
* 'Çağdaş'ları bir bir sinip giderken hâlâ köşebaşını tutmayı başarmış 'bay becerikli'dir Çölaşan.
* Kim ona kapısını açtıysa pişman etmiş, herkesi sırtından vurmuş bir 'Brütüs'tür Çölaşan.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
El insaf be birader! 22 Nisan 2024 | 1.063 Okunma Helalleme yle olmaz! 15 Nisan 2024 | 124 Okunma Biraz eletiri: Medya nasl kaybettirdi? 08 Nisan 2024 | 262 Okunma CHP kazanmad, AK Parti kaybetti 01 Nisan 2024 | 1.082 Okunma Meydan ne diyor? 25 Mart 2024 | 928 Okunma