Allah kimseyi şu sosyalistlerin, solcuların haline düşürmesin.
Bizim memleketin solcusundan, sosyalistinden bahsediyorum.
Yıllar yılı solculuk adı altında din düşmanlığı yaptılar. Şimdi ise
sosyalizm sevdasına siyaset düşmanlığı yapıyorlar.
Siyasete de, demokrasiye de özünde düşmanlar. Bakmayın siz
ağızlarından "halk" sözünü düşürmediklerine. Halka da düşmanlar.
Halkın çok büyük bir kesiminden nefret ediyorlar.
Anti-emperyalistler, ama rüyalarında. Uyanınca bir başka bakıyorlar
dünyaya. Emperyalistlerin projelerine karınca kararınca destek
veriyorlar. Kalkışma lazımsa kalkışma, kaos lazımsa kaos üretmek
için seferber ediyorlar kendilerini. Gezi kalkışması en güzel
örneği. Hepsi devrim şarkıları söyleyip işine gücüne giden
insanlara hain damgası yapıştırıyordu.
Son beş yılda Türkiye'ye yönelik yıpratma savaşının
hammaddelerinden biri oldular. Erdoğan'ı devirme planına canı
gönülden destek verdiler.
Oysa Erdoğan'ı devirmek, yani halkın siyasi iradesini yok saymak,
Türkiye'yi halkının değil, emperyalistlerin istediği yöne sevketmek
demekti. Erdoğan'ı savunmaksa milli iradeyi savunmaktı. Onlar
elbette milli iradeyi değil, sömürgecilerin rızasını tercih
ettiler.
Bugünlerde onlara çok gülüyorum. Malum Venezuela'da ciddi bir
siyasi operasyon yürütülüyor. Devlet Başkanı Maduro devrilmeye,
Venezuela uluslararası müesses nizam tarafından ehlileştirilmeye
çalışılıyor. Bu çaba yeni değil, ancak devreye askerin de
girmesiyle birlikte zorlu bir sürecin önü açılmış durumda.
Venezuella'da yaşanan bu olaylar bizim solcularımızın,
sosyalistlerimizin duyarlılık kapasitesini zirveye çıkarmış
durumda. Maşallah muhakemelerine de pek bir keskinlik gelmiş.
Venezuela'ya yapılan "uluslararası müdahale"yi 7 aşamada
çözümlemişler.
Yetmemiş, bu müdahalenin sadece Venezuela'ya yapılmadığını, başka
ülkelere yapıldığını da belirtmişler. Hepsinde de bu 7 aşamanın
işletildiğini vurgulamışlar. Örnek olarak da 1974'te Şili'de
gerçekleşen darbeyi vermişler.
Neymiş bu aşamalar?
Birinci aşama, "muhalefetin örgütlenmesi ve fonlanması".
Bu aşamada "on milyarlarca dolar" çeşitli uluslararası
örgütlenmeler aracılığıyla muhalif partilere aktarılıyor.
İkinci aşama, "ekonomiyi bağırtma" aşaması. Ülkenin uluslararası
kredilere erişimi kısıtlanıyor, yurt dışındaki hesapları
donduruluyor, sabotajlar ve grevlerle üretim yavaşlatılıyor. Üçüncü
aşama "ülkenin diplomatik olarak izole edilmesi" aşaması.
Ülke uluslararası alanda tecride maruz bırakılıyor. Dördüncü aşama,
"medya eliyle psikolojik harbin yükseltilmesi" aşaması. Bu aşamada
ulusal ve uluslararası muhalif medya, "seçilmiş hükümeti
diktatörlük olarak" yansıtıyor.
Beşinci aşama, "kurumsal kriz yaratma" aşaması.