Geçenlerde bir televizyon kanalında SETA'dan arkadaşım Hasan
Basri Yalçın'a sunucu "Rusya neden Türkiye'nin Afrin'de başarılı
olmasını istemez" diye bir soru sordu. Hasan Basri çok yalın ve net
bir cevap verdi bu soruya: "Çünkü Rusya Türkiye değil."
Evet ne Rusya Türkiye, ne İran ne de başka bir güç. Her ne kadar
Türkiye Suriye sahasında mikro ittifaklar kuruyor ve mevzi
işbirlikleri geliştiriyorsa da gün sonunda adımlarını dikkatli
atmak ve tek başına olduğunu bilmek zorunda.
Bu Türkiye'nin geçmişte olduğu gibi aşırı ihtiyatla önüne çıkan
fırsatları geri tepmesi anlamına gelmiyor elbette. Türkiye şu anda
Suriye'de bir fırsat yakalamış durumda. Suriye'de Türkiye'yi aşan
ve fakat Türkiye'nin dışarıdan seyirci kalamayacağı bir güçler
savaşı var. Türkiye bu savaşta kendi ulusal güvenliğini ve bölgenin
huzurunu temin etmek adına adımlar atıyor. Atmaktan başka çaresi de
yok.
Türkiye'nin sahadaki varlığı meşru bir varlık. Diğer hiçbir gücün
böylesi bir meşruiyeti yok. ABD 10 bin kilometre öteden gelip
Suriye'de ne arıyor? Peki ya Rusya? İran'a ne demeli? İsrail fırsat
bulur bulmaz Suriye denkleminin önemli bir parçası olmaya
çalışıyor?
Türkiye için en temel mesele sınırlarının terörden arındırılması.
Ve Türkiye'nin şu anda en büyük sermayesi siyasi iradenin
kararlılığı ve toplumun bu iradeye verdiği destek.
Elbette bu mücadelede sahip olduğumuz askeri kapasite ve stratejik
birikim belirleyici olacak. İşte Afrin'e giden İran destekli milis
güçlerin nasıl önünün kesildiğini gördük. Karşımızdaki şer
güçlerinin de bu olayı nasıl kapsamlı bir operasyon olarak
tezgâhladıklarına da şahit olduk. Fakat Türkiye bu oyuna gelmedi.
Erdoğan'ın stratejik aklı ve kararlılığı bir kez daha devreye girdi
ve karşımızdaki unsurların ittifak yapmasının önüne geçti.
Bugün değil ama yarın bu süreçler detaylı olarak yazılacak.
Yazıldığı vakit bugün sureti haktan görünüp de elini gerçek anlamda
taşın altına sokmayanlar da ayan beyan ortaya çıkacak. Ne diyelim,
sizi tarih yazacak!
Hainler için yaşasın cehennem!
Böyle aşağılık, böyle sinsi, böyle hain bir terör örgütünü tarih
yazmamıştır.
Fetullahçı Terör Örgütü'nden, FETÖ'den bahsediyorum.
Bu örgütün tıynetini, mensuplarını nasıl kirlettiğini anlamak için
FETÖcülerin 15 Temmuz davalarındaki savunmalarına bakmak
yeterli.
Ankara'da ses duvarını aşacak şekilde alçak uçuş yapan, bombalar
yağdıran F-16 pilotlarının mahkemede sarf ettikleri sözler mesela.
Kimi "uyuyordum" diyor, kimi "başım ağrıyordu o yüzden bir şey
hatırlamıyorum" diyor.
Kendilerine kamera görüntüleri izletildiğinde ise bu konuda
konuşmak istemiyorum diye cevap veriyorlar.
Talimatla konuşuyorlar. Bunlar kimden, nasıl, hangi yöntemlerle
talimat alıyorlar? Umuyorum devletimiz bu süreci yakından takip
ediyordur.
Bu millet gerçekten büyük millet. Adalete güveniyor ve sabırla bu
hainlerin hak ettikleri cezaları almalarını bekliyor.