Yeni dönemin imkânları da çok, meydan okumaları da. 15
Temmuz'dan sonra bu ülkede millet lehine pek çok gelişme
yaşandı.
1. Terör örgütleriyle çok daha etkin bir mücadele başlatıldı.
PKK'ya ağır kayıplar verdirildi. FETÖ devletten temizlenmeye
başladı.
2. Devlet yeni bir güvenlik doktriniyle sadece sınırlarımız içinde
değil, sınırlarımız dışında da terörle mücadele edeceğini gösterdi.
Türkiye ilk defa bölgesinde bu kadar açık ve net biçimde kurulan
bir oyunu bozdu. Sınırında kurulmak istenen ve bölgeyi on yıllar
boyu istikrarsızlaştıracak olan terör devletini engelledi.
3. Türkiye sistematik biçimde sürdürülen uluslararası tecrit
girişimlerini her seferinde boşa çıkardı. Ne Batı'dan koptu, ne de
Batı dışı dünyayla ilişkilerini Batı'nın istediği gibi kurdu. ABD
ile ilişkilerini normalleştirmek için çabalarken, Rusya ve Çin'le
yeni bir ilişki zemini inşa etti. Avrupalı ülkelerin tahriklerine
kapılmadı. Çıkarları neyi gerektiriyorsa ona göre hareket etti.
4. 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'nin yıllardır hasretini çektiği
hükümet sistemi değişimi hayata geçirildi. 16 Nisan 2017'de siyasal
istikrarımız, ekonomik büyümemiz, demokrasimiz adına dev bir adım
atıldı.
5. Yerli ve milli siyaset güç kazandı. Toplumsal alanda eşi benzeri
görülmemiş bir milli seferberlik ve mutabakat ortamı oluştu.
6. Meşruiyetini halktan alan güçlü bir siyasal liderliğin Türkiye
için ne denli büyük bir kazanım olduğu fark edilmiş oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasal liderliği toplumun çok büyük bir
kesiminde kabul gördü, takdir topladı.
7. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tehdidin boyutları hakkında
bir toplumsal farkındalık oluştu. Toplum hiç olmadığı kadar yüksek
bir siyasal bilinç geliştirdi.
8. Bürokratik oligarşi zayıfladı, devlet yönetiminde ilk defa
siviller bu denli güç kazandı. Devletin tehdit algısı, bürokratik
oligarşinin temsilcisi konumundaki askerler tarafından değil, sivil
siyasetçiler tarafından belirlenmeye başladı.
15 Temmuz destanından, 15 Temmuz kıyamından nefret edenler, 15
Temmuz'da sokağa çıkan halkı "Erdoğan'ın milisleri" diye
aşağılayanlar işte bütün bunlardan rahatsızlık duyuyorlar.
Çıldırıyor, öfkeden kuduruyorlar.
Evet, bunlar imkânlar. Bir de meydan okumalar var. Hafife
almamız gereken, bastırmamız değil yüzleşmemiz icap eden meydan
okumalar bunlar.
Her şeyden önce yeni dönemde "inşa" ve "mücadele"nin beraber
yürütülmesi bir zorunluluk. Ve bu hiç de kolay değil.