"Avrupa Birliği Ankara'ya itidal çağrısında bulundu." Bu
ifadeler, İsviçre'nin en çok satan gazetelerinden Neue Zürcher
Zeitung'un dünkü manşetinde yer alıyor.
AB'den gelen açıklamalar tam da Avrupa'da böyle bir hava oluşturmak
için yapılan açıklamalar. Hollanda'nın barbarlığına, faşist
uygulamalarına neredeyse tek bir atıfta bulunmaksızın Türkiye'yi
hedefe koymaları boşuna değil.
Amaç, Türkiye'ye karşı toptan bir savaş yürütmek. Türkiye'nin kendi
kaderini belirleme hakkını elinden almak. Kendisi için hayati
derecede önem arz eden hükümet sistemi değişimine engel olmak.
Yapmaya çalıştıkları şey, bu değişimi Türkiye vatandaşlarının
nazarında hem imkânsız, hem de gayrimeşru göstermek.
Değil mi ya? Türkiye'de Avrupa'nın, AB'nin istemediği hangi değişim
olabilir ki? Onlara ve bizim Batıcılara sorsanız "bu ülkedeki bütün
değişimlerin kaynağında Avrupa'nın teşvikleri ve hatta zorlamaları
etkili olmuş"tur.
Yaratılmak istenen algı bu.
Hayır cephesi küreselleşmiş durumda. Küresel alandaki bütün şer
kuvvetleri 16 Nisan'daki referandum için hayır kampanyası
yürütüyor.
Mesele sadece anayasa değişikliğine evet diyenlerin konuşma
haklarının ellerinden alınması değil. Aynı zamanda koordineli
şekilde hayır kampanyasının yürütülüyor olması.
Neymiş CHP, Avrupa'daki programlarını iptal etmiş! Sanki CHP'nin
Avrupa'da hayır propagandası yapmasına ihtiyaç var. Batı'daki bütün
Türkiye düşmanları CHP adına kampanya yapıyorlar zaten.