Şükürler olsun.
Milletimiz 15 Temmuz işgal ve darbe girişiminin hesabını dün
sandıkta sordu.
Darbecilere ve işgalcilere karşı destan yazan bu millet, bu ülkede
kimin söz sahibi olduğunu bir kez daha dosta düşmana gösterdi.
Şer ittifakının içeride ve dışarıdaki manipülasyonlarına, algı
operasyonlarına aldanmadı.
Hayır cephesinin korku ve yalan siyasetine itibar etmedi.
Milletimiz bu tarihi fırsatı kaçırmadı.
Bugün itibariyle ülkemiz büyük bir imkâna kavuştu.
Demokrasimiz modern Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç elde etmediği
kadar büyük bir kazanım elde etti.
İlk defa bu millet kendi hükümet sistemini
seçmiş oldu.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Türkiye, 2002 sonrasında ciddi bir zihniyet dönüşümü yaşadı.
Millet iradesinin esas olduğu fikri siyasal alanın merkezine
yerleşti.
Devlet elitlerinin tasarrufları, Batı'nın Türkiye için öngördüğü
yol haritaları siyasal meşruiyetin kaynağı olmaktan çıktı.
Millet, devletiyle barıştı.
Ne var ki bu zihniyet dönüşümüne eşlik eden kurumsal dönüşüm düne
kadar gerçekleştirilemedi.
2002'den bu yana Türkiye siyaseti itibar kazandı, istikrarlı bir
ortam yaratıldı.
Ne var ki bu süreç güçlü, karizmatik bir siyasal liderin
becerilerine, politik kabiliyetlerine bağlı olarak hayat buldu.
Sistemik bir dönüşüm hayata geçirilmedi.
İşte dün bu halkın yüzde 51.3'ünün desteğiyle bu kurumsal
ve sistemik dönüşüm yolunda büyük bir engel atlanmış oldu.