CHP'ye soruyoruz. "Sen bu hükümet sistemi değişimine neden
karşısın" diye.
Sormaz olalım.
Birbirinden anlamsız cevaplarla karşı karşıya kalıyoruz. Düpedüz
muhataplarının aklıyla alay ediyor CHP'liler.
Halkı ehil olarak telakki etmemekte kararlılar. Toplumu ikna
edilmesi gereken, muhatap alınması gereken bir siyasal varlık
olarak görmüyorlar.
AK Parti kanadı, özellikle mayıstan bu yana yeni hükümet sistemi
konusunu gündeme getiriyor.
Başkanlık sistemi, yarı başkanlık, partili cumhurbaşkanlığı derken
karşımızdaki manzara netleşmeye başladı. Öyle anlaşılıyor ki bundan
böyle Türkiye'deki yeni hükümet sistemi tartışmasını
"Cumhurbaşkanlığı Sistemi" başlığı altında yürüteceğiz.
Bu sistemi "partili Cumhurbaşkanlığı" olarak nitelendirmek de doğru
değil kanımca.
Cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisinin kesilmemesi meselesi, bu
yeni modelin bir unsuru sadece.
Karşımızda yeni bir kavram, yeni başlık var. CHP elbette buna da
karşı.
Soruyoruz, neden karşısınız diye.
Cevaplar birbiri ardına sıralanıyor.
Asıl parlamenter sistemin nesi kötü AKP onu söylesin!
Binali Yıldırım bir salı konuşmasında çıksın başkanlık sisteminden
neyi kastediyor onu anlatsın!
Biz başkanlığa hayır derken işsizliğe, yoksulluğa hayır
diyoruz.
Erdoğan'ı kral yapalım bu iş bitsin!
İstikrarsızlık kötüdür!
Başkanlık adı altında rejimi değiştirmek istiyorlar!
Tek adam rejimi geliyor!
Hükümet, dersini çalışıyor.
MHP, şu ana kadarki performansıyla üzerine düşen sorumluluğu yerine
getiriyor.
CHP kör kütük siyasetin mütecessim halini sergilemeyi
sürdürüyor.
Bugüne kadar, her sıkıştığında rejim krizi tartışması çıkardı
CHP.
Ve her seferinde imdadına birileri yetişti.