Uzun süredir tekrarladığım bir husus var. Bundan böyle
bölgemizde ABD'ye güvenip de tek bir adım dahi atamayız,
atmamalıyız. Türkiye'yi bu noktaya getiren ABD'den başkası değil.
ABD'nin 2010 sonrası Ortadoğu politikası neredeyse "Türkiye'ye
kaybettirmek" esası üzerine bina edilmiş gibi duruyor. En azından
"Türkiye'nin kazanımlarını elinden almak" amacıyla hareket edildiği
çok net.
ABD'nin 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki politikalarını unutmuş
değiliz. Bugünden geriye dönüp baktığımızda Obama yönetimi
Türkiye'de darbeye zemin hazırlamak için elinden geleni ardına
koymamış. Elinden gelenler daha fazla olsa, Türkiye'de güçlü bir
siyasal liderlik olmamış olsaydı olumlu sonuç alabileceklerdi.
Alamadılar. Darbe sürecinde ve sonrasında yaşananlar da hepimizin
malumu. ABD yönetimi bu sürecin mimarı olan FETÖ liderini
Türkiye'ye geri vermeyerek ve örgütü korumaya, kollamaya,
Türkiye'ye karşı bir tavır takınmaya devam ediyor.
ABD, Suriye'nin ve Irak'ın parçalanması politikasını hatırı
sayılır bir süredir hayata geçirmeye çalışıyor. DEAŞ'la mücadele
adı altında son dönemde attığı adımlar PKK'yı silahlandırmaya ve
etki alanını büyütmeye yarıyor. DEAŞ'tan temizlenen bölgelere PKK
yerleşiyor.