Yine yeni yepyeni bir oyun. Yeni bir kurgu. Bize düşen rolümüzü öğrenip oynamak! Soru sormadan, kurguya tek laf etmeden. Aslında bir tezgâh bu. Kötücül bir siyasi senaryo. Oyunun adı Dünya Yetmez! Diyeceksiniz ki bu bir James Bond filmi. Ne diyeyim öyle sahiden de. Bize de bu yakışır!
***
Oyunun amacı dünya liberallerinin imdadına koşmak. "Dünya" yazdım,
siz onu "Batı" okuyun. "Liberal" dedim siz onu "konformist"
anlayın.
Hedef, Batı'da güç kaybetmeye başlayan statükonun temsilcilerine
destek olmak. Onları bu zor zamanlarında yalnız bırakmamak. Malum,
tasfiye halindeler. Sadece ABD'de değil Avrupa'da da ağır bir
yenilgi yaşıyorlar.
Trump'ın başkanlığı onlar için kahrolası bir sembol. Düşüşün
başlangıcı. İngiltere'nin hali zaten içler acısı! Daha sırada
Hollanda, Fransa, Almanya, İspanya var. Görüldüğü üzere görevimiz
pek bir tehlike!
Batı'nın değerlerini Batılılara bırakacak halimiz yok ya! Batı
kurtarılacaksa onu da biz yaparız! Batıcıların önderliğine de
ihtiyacımız yok. İçimizde bu işin liderliğine soyunacak yiğitler
var. Başrolü onlara vermişler zaten. Onlar da oynuyorlar.
Maşallah, İslam'ın künhüne vakıf, İslam düşmanlığını 10 bin
kilometre öteden tanıyan abiler, ablalar onlar. Önce onlar koşacak
Batılı liberallerin yardımına. Biz de onların peşine takılacağız.
Telin ede ede yürüyeceğiz Batı'nın yeni liderlerini. Hiçbir şey
elde etmeden, kendi çıkarımızı düşünmeden. Türkiye ne ki? Dünya
yetmez, anlıyor musun!
***