Nasıl ki Gaziantep katliamı DEAŞ'la mücadelede bir milat
oluşturduysa Beşiktaş katliamı da PKK ile mücadelede bir milat
niteliği taşımalıdır. Hem sınırlarımız içinde, hem de sınırlarımız
dışında PKK ile mücadelede yeni bir faza geçmek durumundayız.
Öncelikle Türkiye'de faaliyet gösteren, PKK ile ilişkili bütün
kurumların çökertilmesi şart. Bu kurumlarda görev yapan kişilerin,
PKK'ya yardım ve yataklık yapan aktörlerin, PKK'ya toplumsal
alanda, konvansiyonel yahut sosyal medyada propaganda desteği
verenlerin de ivedilikle yargı önüne çıkarılması gerekiyor.
Yürütme organının bu konudaki kararlılığı açık ve net. Aynı
kararlılığın yargı kanadında da sürdürüldüğünden emin olmak
gerekir.
Fakat yeni dönemde PKK ile sadece sınırlarımız içinde mücadele
edemeyeceğimiz çok açık. PKK ile sınırlarımız dışında da mücadele
etmemiz gerekiyor. Zaten PKK'nın Türkiye'de son dönemde başlattığı
yeni terör dalgası sınırlarımız dışında, özellikle Suriye'de
yaşanan gelişmelerle ilgili.
PKK, Suriye'de kendisine sunulan imkânları Türkiye'ye karşı da
kullanmak istedi ve Türkiye'nin Suriyeleştirilmesi projesinin başat
aktörlerinden biri olarak devreye girdi. FETÖ ile ve DEAŞ'la el
ele!
Beşiktaş'ta cumartesi günü yaşanan katliamın ardından PKK'nın
Suriye'deki varlığı Türkiye'nin açık hedefi haline gelmiştir.