Aynen böyle tarif ediyor Focus dergisi Kemal
Kılıçdaroğlu'nu.
68 yaşındaki sevimli adam!
Almanya'da çıkıyor bu dergi. Türkiye'yi konuşmayı çok seven, sözü
ikide bir R. Tayyip Erdoğan'a getiren bir yayın organı bu.
Konuşmasını seviyor, ama kendisini sevmiyor. Erdoğan'dan ise nefret
ediyor.
Sadece nefret etse iyi, şu gök kubbe altında olumsuz gördükleri ne
varsa onu Erdoğan'a fatura etmeye çalışıyorlar. Utanmasalar Kuzey
Kore'nin balistik füze denemelerinden de, küresel ısınmadan da
Erdoğan'ı sorumlu tutacaklar.
İşte böyle bir tutku, işte böyle bir nefret. Belki de haset!
Neyse konumuz sevimli adam Kemal Kılıçdaroğlu. Niye sevimli?
Çünkü çok gayretkeş!
Almanlar ne istiyorsa onu söylüyor, ne derse onu yapıyor. Onlar
"leb" demeden, "buldum leblebi, leblebi" diye zıp zıp zıplıyor.
Bir dediklerini iki etmiyor.
"Erdoğan'ın en tehlikeli rakibi" diye sunuyor dergi
Kılıçdaroğlu'nu. Pek acayip bir parlatma çabası, pek acayip.
Sevimli adam, Almanların gözündeki yerini muhkemleştirmek için
açıyor ağzını, yumuyor gözünü. Döktürdükçe, döktürüyor. Yetmiyor,
döktüre, döktüre oynuyor!
"Türkiye'de hiç kimsenin güvenlik garantisi yok, ne canınız, ne de
mal ve mülkünüz emniyette değil" diyor. Türkiye'de yargının tamamen
hükümetin kontrolü altında olduğunu iddia ediyor.
Öte yandan "Türkiye sadece Erdoğan'ın AKP'sinden ibaret değil"
diyerek bir kez daha kendisi için destek istiyor. Fakat bunu
yaparken AK Parti'ye destek veren toplum kesimlerini bir kere daha
aşağılıyor. AK Parti'ye oy vermeyenleri "demokrasi isteyenler" diye
sunarken, AK Parti'ye oy verenleri "diktatörlük istemek"le itham
ediyor.
Ve elbette "demokrasiden yana olan bütün güçleri bir araya
getireceğiz ve Erdoğan'ı iktidardan indireceğiz. Bundan kesinlikle
emin olabilirsiniz" diye bir kez daha taahhütte bulunuyor.
"Sevimliyim ben, sevimli" diye el çırpmaya devam ediyor.