Bugün sizlere aralarında çok sayıda ünlü ismin de bulunduğu
milyonlarca doğumun gerçekleştiği bir hastanenin öyküsünü
anlatacağım.
Malatya’nın Arapgir’in de doğan Yusuf Kamil yoksul bir ailenin
çocuğudur. Küçük yaşta yetim kalması üzerine amcası Osman Paşa onu
yanına alır ve okutur. Zeki, yetenekli, becerikli, bilgili, dürüst
ve çok çalışkandır. Daha 21 yaşında Divan-ı Hümayun Kalemi’ne kâtip
olur. Birkaç yıl İstanbul’da çalıştıktan sonra Mısır’a, Vali
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın sarayına atanır.
Hidiv Sarayı’nın prensesi Züheyla Zeynep ise, M. Ali Paşa’nın üç
kızından biridir. Güzel mi güzel, duygusal, narin ve merhametlidir.
Kahire’nin yoksullarına yardım etmekte, herkesin derdiyle
ilgilenmektedir.
Kamil kısa sürede Paşa’nın güvenini kazanır ve bir süre sonra Mısır
Hazinesi’nin kâtibi olur. Yeni görevi nedeniyle sık sık Hidiv
Sarayı’nda Paşa’nın huzuruna çıkmakta ve bu sırada Zeynep’i de
görmektedir. İkisi de birbirinden fevkalade etkilenmiştir.
Kamil zamanla Paşa’nın evladı gibi olur. Ve bir gün Paşa Kamil’i
yanına çağırır;
“Zeynep ile birbirinize yakışıyorsunuz, kızımı sana nikâhlıyorum”
deyiverir.
Dillere destan bir düğünle evlenirler. Ancak bu evliliğe karşı
çıkan çoktur. Kim oluyor da bu sıradan halk çocuğu Kavalalı
ailesinden kız alıyordur. Nikâh öylesine tepki almıştır ki, Paşa
ortalık yatışsın diye Kamil’i kısa süreliğine İstanbul’a göndermek
zorunda kalır.
1845 yılıdır, Sultan Abdülmecid, kız...