Bu hafta sizlere Picasso’nun ilham perisi ve ilk eşi Olga
Khokhlova’nın hayatını anlatacağım.
1891’de Ukrayna’nın Neznih kentinde doğan Olga Khokhlova 1912’de
bir bale ekibine katılır, 1915’te bale sergilemek için ülkesini
arkada bırakıp kumpanyayla birlikte seyahat etmeye başlar. Hemen
iki yıl sonra gerçekleşen Rus devrimi yüzünden de ailesini bir daha
hiç göremez.
Picasso 1917’de Parade balesinin dekorlarını yapmak üzere İtalya’ya
gider. Burada Olga ile tanışır ve 1918 yılında Paris’te evlenirler.
Bu evliliği Olga’yı Rusya devrimine şahit olmaktan kurtarır, ama
1917-1920 arasında ailesinden haber alamaz. Mektuplar geldiğindeyse
babasının ve erkek kardeşlerinin karşı tarafta savaşırken öldüğünü,
annesi ve kız kardeşinin ise Gürcistan’a gittiğini öğrenir. 1921’de
ilk çocukları doğar, adını Paulo koyarlar.
EVLİLİK YILLARI
Olga, Picasso’ya kafa tutabilen pek az kişiden biridir ve
evlerinden kavga gürültü eksik olmaz. Bu yıllar Picasso’nun ününün
katlanarak arttığı, çiftin sosyal basamakları hızla çıkıp yüksek
sosyeteye katıldıkları yıllardır. Olga resmi toplantılardan,
etkinliklerden, eğlencelerden çok hoşlanmaktadır. Başlangıçta
Picasso’nun çok işine yarayan bu ilişkiler, bir süre sonra ona
sıkıcı gelmeye başlar. Picasso ressam doğası gereği bohem bir yaşam
tarzını tercih etmektedir. Hırslı Olga’nın artık zengin olan
sanatçıyı evcimenleştirme tutkusu çok geçmeden ilişkilerini etkiler
ve Olga giderek daha çok şüpheci olmaya, kıskançlık nöbetleri
geçirmeye başlar. Picasso ise ona aldırış etmeden bildiği gibi
yaşa...