Bu hafta; sivil toplum örgütlerinin yılmaz savaşçısı, kültürel
birikimi müthiş bir kitap kurdu, arkeolog Müşerref Güneş Tabanoğlu
ile romanımla ilgili söyleşi yapmak için İstanbul Kalamış limanına
demir attım. Beni karşıladı, bir kahveye oturduk ve hemen anlatmaya
başladı....
“Ethem bey, romanınızın baş kahramanı Ayşe kız ile
başlayan yaşam öykünüz, kitabı okumaya başladığım andan itibaren
beni çok etkiledi. Sizin de alıntıladığınız, kitabınızdaki o
Kızılderili atasözünde olduğu gibi; “Bilgi tohumdur, bire yüz
verir. Verdiği yüzün her biri bir tohumdur ki; sana bilgelik,
torunlarınıza ilham verir,” diyerek, bilginin kesintisiz akışında
yaptığınız içsel yolculuğunuzda, küllerinden yeniden doğan Anka
Kuşu gibi yeni bilgeliklere, sanata, doğanın güzelliklerine, aşka
kanat çırpmanızdı beni etkileyen!
Etkilendiğim bir başka nokta ise; 68 kuşağının
duyarlılığını ve mücadelelerini yaşamış genç bir adamın, bu kuşağın
üzerine inen balyozun paramparça ettiği ruhunun yaşadığı acılara
rağmen, yaşamı seyretmeyi bırakıp mücadele ederek, hayatın tam da
içine dalıp, bu acı gerçekliği aşkın, sanatın sihirli gücüyle adeta
serenad yaparak aşma çabasıydı. KİTAP MI MASAL, MASAL
MI KİTAP? Güneş hanım coşkuyla, heyecanla ne de
güzel anlatıyordu romanımı, ben de sorularla kesmedim
lafını....
“Güzel Anadolu’muzun öykülerini, efsanelerini, mitlerini, Türklüğü,
Şamanizmi, Atatürk’ümüzü anlatırken, onları aşkla romanınızın her
bir satırına mührünü vururcasına yazmış olmanızdı beni etkileyen...
Romanınızda...