BRAVO Ahmet Hakan'a...
***
Önce Kemal Derviş'i çıkardı...
Gördük ki, ekonomiyi büyük bir güven duygusuyla emanet
edebileceğimiz çok ciddi bir alternatifimiz de varmış...
Sadece ekonomiyi değil. Siyaseti de, kadirbilirlik, sükûnet,
herkesi kucaklayacak, kimseyi azarlamayacak, ötekileştirmeyecek
dille yönetmeye aday sakin bir gücümüz varmış...
Nasıl ki, bu ülkenin AKP'ye oy vermeyen insanları bile Ali
Babacan'ı, hepimize güven veren sakin halini sevdiyse...
Yarın CHP'ye oy vermeyen insanlarda da aynı güzel etkiyi yapacak
yeni bir siyasi kimliğimiz varmış...
***
Bravo Ahmet Hakan'a...
***
Sonra Selahattin Demirtaş'ı çıkardı...
Çıkardı ve hepimize Kürt sorununun, sadece Kürtlerle değil, ülkenin
dört bir yanında paramparça edilmiş, birbirine düşman hale
getirilmiş bütün vatandaşların birbiriyle barışma sorunu olduğunu
gösterdi.
Nobran, hepimize tepeden bakan, kibirli, korkutucu bir dilin
esarete mahkûm ettiği güzel duygularımızı azat etti. Diyarbakır'ı
İzmir'le buluşturdu...
***
Bravo Ahmet Hakan'a...
***
Bize duyurduğu bu sesler, bütün Türkiye'de kalabalıklaşırken, onun
programına çıkmayan öteki ses kendi kalabalığı arasında bile
yalnızlaşmaya başladı...
Bu kampanyada kim ne getirdi, ne iz bıraktı