'Hayır' çetesinin arkasında
kesinlikle ABD ve FETÖ var…
Çünkü bu tip örgütlenmeleri ancak onlar yapabilir.
Böylesi alçak ifadelerle ancak onlar saldırabilir.
'Hayır' çetesi içinde propaganda işini iyi bilen puşt çok
yani.
Öyle laf ebeliği yapıyorlar ki milleti tufaya getirmek için…
Şaşmamak elde değil.
Anayasa şudur budur diyemiyorlar.
Söyledikleri de ellerinde patlıyor çünkü.
Ya 'şeriat' geleceğini söylüyor ya da 'İran
gibi Suriye gibi olacağız' diyerek milleti
kandırıp 'hayır' dedirtmenin peşinde çakallar.
Akılları sıra kelime oyunlarıyla milletin aklını çelecekler…
Önümde onlar tarafından hazırlanmış fotoşoplar var.
Mesela bir oy pusulası.
Bunun üst tarafında şöyle bir yazı var:
"Zihinsel bir engeliniz var mı?" Alt tarafı beyaz ve
kahve renkli olarak ikiye bölünmüş.
Bir de mühür fotosu.
Beyaz renkte 'evet' yazıyor.
Yani üstteki yazıya göre 'evet' dersen zihinsel engelli
oluyorsun.
Zihinsel engelli olmamak için 'hayır' demelisin.
Oysa referandumda 'hayır' demek istikrarsızlık ve
Türkiye'yi işgal ettirmek demek…
Bir başka mesajda da bir koyun fotoğrafı üzerine Rıdvan
Dilmen'i çağrıştıran bir not koymuşlar:
"Çağrını aldım. Güçlü Türkiye için ben davarım, sen davar
mısın canım kardeşim?"
Dalga geçiyor lavuklar.
Bu tip fotoşoplar şu sıra WhatsApp'ta dolaştırılıyor.
Bunların arkasında FETÖ, CHP, PKK, HDP,
DHKP-C ve ABD var…
Bilin istedim.
***
Neyse…
Yazı yazarak acılarımı hafifletiyorum.
İyi geliyor yazı yazmak.
Siz bu yazıyı okuduğunuz sıralarda ben memleketim Of'ta
olacağım…
Karların beyaz bir gelinlik giydirdiği memleketime bir hafta içinde
ikinci gidişim olacak.
İlkinde amcaoğlu avukat Hilmi Ramoğlu'nu kaybettim…
Yoğun kar yağışı altında inmiştim Trabzon'a.
Oradan kardeşim Adnan ve oğlum Ziya ile
birlikte baba ocağına geçtim.
Anacığım ile babamın mezarına koştum ilk…
İkisi de karlar altındaydı.
Portakal ağacı karla kaplıydı.
Ama portakallar etrafa hayat saçıyordu.