“Yeni Türkiye’nin” yeni küresel dengeler içindeki “yeni” yerini,
Atatürk dönemindeki “dengeli ve ulusalcı” duruma
benzeten “kimi taze TV yorumcuları” ortalıkta boy gösteriyorlar.
Atatürkçü Türkiye’yi hiç sevmeseler de böyle bir “benzetme” içine
kerhen de olsa girebiliyorlar. Bu nedenle, “hangi Türkiye” ve hangi
yeni dengeler konusuna açıklık kazandırmak gerekiyor.
- Batı kapitalizmi (ve Batı) içinde, “Batı, Rusya ve Çin üçgeninde”
yeni dengeler kuruluyor. Çin faktörü dolayısıyla Avrupa ve ABD
arasında ilginç bir ayrışma ortaya çıkmaya başladı.
- Avrupa’da “Birleşik Krallık” soğuk savaş döneminde kurucusu
olduğu AB’den ayrılıyor. Hükümet Brexit’i onayladı. Almanya’nın AB
içinde “doğal patronluğa” soyunması: onun Rusya bağımlılığı: AB ile
Çin arasında ortak ekonomik çıkar dengelerinin oluşması ve
İngiltere’nin ABD ile “özlü stratejik ortaklığının varlığı”, onu
AB’nin dışına itti. Birleşik Krallık olarak Kanada’dan Güney Afrika
ve Avustralya’ya kadar “özel bağlarında”, kendini yeniden
güçlendirmek niyetinde.
Ta 1986’da eski başbakan Edward Heath ile
İstanbul’da Boğaz’da bir teknede uzun uzun sohbet ederken İngiliz
egemen sınıfının, Brüksel (ve Almanya) patronluğuna karşı
rahatsızlığını onun sözcüklerinde buram buram hissetmiş ve
yayımlamıştım.(*)
- İngiltere AB’den ayrılırken Almanya ve Fransa arasındaki yakınlık
ister istemez arttı, 1990’larda, Sovyetler Birliği’nin dağılması
sonrası gündeme gelen Avrupa ordusu (AB ordusu) bugün yeniden
gündeme geldi.
ABD’nin başkanlığına Trump gibi otoriter bir
işadamının zihniyetinin egemen olması: Çin’in ekonomik olarak
ABD’yi yakalayacak düzeye çıkması: Trump’ın yeni eko...