Erol Göka Yeni Şafak Gazetesi

Niye artık “sınıf meselesi”nden bahsedilmiyor?

“Evvel zaman solcuları görünüşte de olsa halktan yanaydı. Sözlerini nispeten makul kılan şey, ezilenlerin tarafında olduklarını söylemeleri, emperyalizme karşı mazlum milletlerin mücadelesinden yana saf...

02 Ağustos 2018 | 3.721 okunma

“Evvel zaman solcuları görünüşte de olsa halktan yanaydı. Sözlerini nispeten makul kılan şey, ezilenlerin tarafında olduklarını söylemeleri, emperyalizme karşı mazlum milletlerin mücadelesinden yana saf tutmalarıydı. Berlin Duvarı ve Sosyalist Blok ile birlikte onların devleti “egemen sınıfların baskı aygıtı” olarak gören tezleri de yıkıldı. Tamam, başlı başına amaç haline getirmenin, kutsallaştırmanın âlemi yoktu ama devletin büsbütün egemenlere ait olduğu kabul edilebilir değildi. Sermayenin uluslararasılaşması, kapitalizmin tüm dünyayı kapsaması sürecinin tamamlanması, devletler sistemi ile finans kapitalin saf egemenlik arzusu arasındaki gerilimi iyice görünür kıldı. Kıran kırana kavga, aslında bu ikisi arasındaydı. Karl Marx, sadece Nietzsche’ye değil Hegel’e de kaybetmişti. Devletin egemen sınıfın temsilcisi değil kolektif aklın tezahürü olduğu fikri, daha gerçeğe yakındı. Evvel zaman solcularının kimisi, kaybettiklerini anlayıp bilerek ve isteyerek kimisi de olanı biteni asla anlamaksızın tamamen eski tepki verme refleksleriyle devlete karşı en zenginlerin safına yerleştiler…

Arada bir siyaset felsefesiyle ilgili yazılar kaleme alıyorum. Genellikle devletin neliği ve niteliği, Müslüman bir toplumda güçlü bir demokrasi kurma imkân ve ihtimalleri hakkında konuşmaya çalışıyorum. Marksist Sol’un nedense hiç yaşanmamış gibi davrandığı büyük travmasından bahsettiğim de oluyor. Yukarıda sözünü ettiğim dünyanın yaşadığı temel çelişkiyi ise sadece bir yazımda (http://www.yenisafak.com/yazarlar/erolgoka/en-zenginlere-hizmet-eden-eski-tufekler-2020622) gündeme getirdim. Dünyada yaşanan olayların dinamiklerini, reel-siyaset sahnesinin arka fonunu düşünürken devletler sistemi ile finans kapitalin dünya egemenliği arasındaki ölümcül kavgayı da hesaba katmak gerektiğini belirttim. Kendi adı...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Merhametten maraz doğmaz! 12 Eylül 2019 | 216 Okunma “Benden nefret et ama bana acıma!” 08 Eylül 2019 | 179 Okunma Merhamet esastır çünkü... 05 Eylül 2019 | 165 Okunma Merhameti kavramak zordur 01 Eylül 2019 | 146 Okunma Adalet, merhametten koparsa 29 Ağustos 2019 | 141 Okunma