1Kasım'da toplum, Ak Parti'nin başlatmış olduğu büyük değişim
sürecinin devamından yana olduğunu göstermekle kalmadı, sürecin
bundan sonraki bölümüne de Ak Parti'nin öncülük etmesi gerektiğini
de belirtti. Böylece, 13 yıldan beri devam eden ve bir sure daha
devam edecek olan bize özgü yeni bir değişim modelinden bahsetme
hakkımız meşru hale geldi: “Hâkim parti modeli”.
“Hâkim parti” kavramının “güç” dolayımında suiistimal edileceğinin
farkındayım. Varsın olsun. Ama bizim bu kavramdan muradımızın,
“muhalefet yokluğu”nun vurgulanması olduğu bilinmeli. “Hâkim parti
modeli” ile, muhalefetin, (demokrasi eksikliği, diktatörlük vs.
gibi dışsal nedenlerle değil) bizatihi kendi yapısı gereği,
iktidara gelebilecek organizasyon ve program oluşturma gücüne sahip
olmadığı, sadece icraatlara yönelik tepkiler vermekle yetindiği,
toplumsal ve siyasal temsil ve dönüşüm misyonunu tek başına iktidar
partisinin üstlendiği durumu, yani mevcut halimizi kast ediyorum.
Türkiye, Ak Partili yıllar boyunca, bu partiyi hep iktidara
taşımanın yanı sıra toplumsal merkezi temsil yeteneğini haiz böyle
bir parti olduğu sürece, muhalefetten bir iktidar çıkmayacağını da
göstermiş oldu. Kendileri başta olmak üzere, artık muhalif
partilerden bir iktidar çıkacağına kimse inanmıyor.