Öcalan ve PKK'nın son dönem ideolojisi ve büyük ölçüde tesirinde
kaldıkları anarşist Murray Bookchin'in görüşleri üzerine düşünürken
20 yıl önceki tartışmaları hatırladım. Ne Öcalan'ın ne de akıl
hocası Bookchin'in yıkılan Marksist-Leninist ütopyalarını tamir
edebilmek için alelacele ileri sürdükleri tezler ciddiye
alınabilir. Onların sözüm ona moderniteyi “kapitalist” ve
“demokratik” diye bölen fantastik saçmalıklarıyla uğraşmaya değmez.
Ama 20 yıl önce başta Lester Thurow olmak üzere bir grup âlimin
kapitalizmle ilgili başlattıkları tartışma, hem hala birçok verime
hem de Öcalan ve Bookchin'in izinde çıkartılmaya çalışılan kaosun
kime yaradığını düşünmemize vesile olabilir.
Thurow, 1990'larda epeyce meşhur bir ekonomistti. “Kıran Kırana” ve
“Kapitalizmin Geleceği” kitapları dilimize de çevrilmiş, hatta
kendisi de bir konferans için ülkemize gelmişti. Kapitalist dünya
sisteminin nasıl işlediğine ve nereye doğru gittiğine
odaklanıyordu. “Kapitalizmin Geleceği” kitabında bir Çin özdeyişi
anlatıyordu, dünyamızın halini tarif edebilmek için: “Sudan
çıkarılmış ve geri dönebilmek için çılgınca çırpınan bir balık
gibiyiz. Balık böyle bir durumda bir sonraki hareketinin onu nereye
götüreceğini sorgulamaz. Yalnızca o andaki durumunun dayanılmaz
olduğunu ve başka bir şey denemek zorunda olduğunu hisseder...”
Kuzey ve Güney ülkeleri arasındaki uçurumun, dünyadaki ve tek tek
ülkelerdeki gelir adaletsizliğinin giderek açıldığı bir dünyanın
nereye doğru gittiği üzerine fikirler geliştirmeye çalışıyordu.