İKI takım arasında büyük fark var. İlk yarı Beşiktaş, en az
yarım saat tam saha pres uyguladı. Kayseri bu presi kıramadı.
Medel ve Atiba'nın oynaması, Oğuzhan'la Tolgay Arslan'dan birinin
oynaması Beşiktaş'ın pres üstünlüğünü artırdı.
Dün gece Beşiktaş'ta istenileni veremeyen bir oyuncu vardı o da
Babel...
Aslında Quaresma hiç rakibe pres yapmadan tamamen gücünü hücumda
kullanınca çok etkili oldu. Ama aynı şeyleri Babel için
söyleyemiyoruz. Bu kadar rahat oynarken, hücum gücü bu kadar yüksek
Babel'in neden etkisiz olduğunu anlamak mümkün değildi. Çok net bir
şekilde Beşiktaş, Babel yüzünden 90 dakika eksik oynadı. Kayseri
gibi takımlar İstanbul'un büyüklerinden puan çıkaracaklarsa en az
bir hatta iki gol atmaları gerekir. Bu oyun anlayışıyla bir halt
yapamazlar. İleride Umut'u bırakmışlar atıyorlar ona bir top...
Umut topu alıp kafasını kaldırıncaya kadar yanında 5 siyah-beyazlı
oyuncu görüyor. Onu destekleyen sarı-kırmızılı oyuncu 15 dakika
sonra geliyor. O da otobüs veya dolmuşa binerlerse... Quaresma
maçın yıldızıydı; yapabileceği her şeyi yaptı.
Çok da rahat oynayınca, arkadaşları da ona yardıma gelip boş
alanlar sağladıkça açıldıkça açıldı. Beşiktaş kalecisine bir defa
iş düştü. Onu da iyi çıkarttı. Hakem rahat maç yönetti.
Yalnız ilk yarının sonuna doğru bir pozisyon var. Gökhan ile
Umut'un girdiği pozisyonda net bir faul vardı ama o sırada Yaşar
Kemal Uğurlu, topa baktığı için pozisyonu göremedi. Bu nedir;
acemilik. Top havaya çıkmış uzak yerden geliyor. Onun nereye
düşeceğini tahmin et ve oraya bak! Senin için tehlike topta değil;
ikili mücadelede... Nitekim sen topa bakarken Gökhan operasyonu
yaptı ve sen atladın. Dünkü maçın bir özeti var: Çok net daha iyi
oynayan ve hak eden kazandı.