Maçın bir analizini yapsak bence boşuna... Analiz yerine bence
sentez yapalım. Transferler doğrudur, yanlıştır… Almışsınız, bu
kadroyu kurmuşsunuz. Şu anda da bu kadroyu değiştiremeyeceğine göre
ve bir teknik adam bu kadroyu ancak bu kadar oynatabildiğine göre
geriye bir tek şans kalıyor.
Teknik adamı değiştirmek… Teknik adamı değiştirmek için onun
istifasını mı beklersin, yoksa tazminatını verir yollar mısın?
Bakınız! Dünkü Rize karşılaşması Fenerbahçe'nin Avrupa kupaları
dahil oynadığı 10'uncu maç.
Yeni bir teknik adam için hele ki sezona da kendi başlamış, takımı
lige kendi hazırlamışsa 10 maç süre çok iyi bir süre.
Peki bu Fenerbahçe toparlanır mı? Şu görüntüyle çok zor!
Tabi buradaki olay da yalnız teknik adam mı?
Menajerin ve onu getirenin de payı yok mu? Yanlışın neresinden
dönersen kârdır.
Mesela düşünün bir hakem bir hata yapıyor. Diyelim ki son derece
yanlış bir penaltı kararı veriyor.
O hatayı düzeltmek için rakibe de bir penaltı vermeyecek. Tek
hatayla maçı bitirmeye çalışacak. Hata yapmışsındır kabul
edeceksin, yeni pozisyonlara bakacaksın.
Ayıp değil, inat etmeyeceksin!
Yalnız futbolcuların vücut dillerine baktığımda Fenerbahçe'de bir
tuhaflık var.
Sarı-lacivertli oyuncuların vücut dilleri, yüz mimikleri kötü
enerji veriyor. Yani genel olarak Fenerbahçe'nin kadrosunda bir
tuhaflık var, bir rahatsızlık var.
Arkadaşlar, sarı-lacivertli takım için dün gece teknik yorum,
sistem analizi falan yapılamaz.
Kötü demek, 'kötü' kelimesine haksızlık olur. Ancak rezalet
kelimesi uyabilir… Takımda bir tane iyi oyuncu var mı? Hayır… Bir
tane iyi mücadele eden var mı? Hayır...
Çaykur Rizespor, dün akşam tek bir beyinden düşündü. Akıllı
oynadılar ve maçı kazandılar.
Bence 3-0'dan sonra sahaya çıktıklarında topa basmasalar tarihi
fark olurdu.
Burada şu faktör de var;
Fenerbahçe yönetimi şunu yapabilir. Ya Okan Buruk'u alacaksın
teknik adam olarak takımın başı...