Sergen, rakip takımları fazla düşünmeden "Ben ne yapabilirim?"
diyen teknik direktör tipi.
"İyi futbol oynayayım, yeneyim.
Deplasman, iç saha benim için fark etmez" diyen bir teknik adam.
Daha da önemlisi, "Eğer bir yere geleceksem, çabuk geleyim. Çabuk
gelemeyeceksem de bu işi yapmayayım" diyen bir adam. "Alt
kademelerde fazla kalıp boğulmak istemiyorum" diyen bir teknik adam
tipi.
Şenol Güneş son haftalarda fazla iyi oynamadan, oyunu rölantide
tutarak, orta sahada top çevirerek, pozisyon geldiğinde gol atıp
maçı bitiren bir şekilde oynatıyordu takımını. Fakat dün gece
Şenol, Sergen'in ekmeğine yağ sürdü. Ne yaptı? Sahaya Babel,
Aboubakar, Cenk üçlüsünü çıkardı.
Daha kafadan bu üçlü sayesinde orta alanı Kayserispor'a bıraktı.
İlk yarıda Beşiktaş sahada yok.
İkinci yarı Babel'i çıkarıp Tolgay'ı alınca orta alanda biraz daha
etkili olmaya başladılar.
Aslında Cenk ile Aboubakar'ı kafadan yan yana oynatınca rakip
defansın onlara fazla markaj yapma şansı ortadan kayboldu. Çünkü
Aboubakar da ortaya girdi, Cenk de ortaya girdi. Onlar birbirlerini
markaj yaptılar. Yani ikisi bir kişilik pozisyon aldı. E bir de
Babel var oyuna fazla etkisi olmayan...
Yani Beşiktaş 1.5 adana eksik oynadı ilk yarı.
İkinci devre Tolgay girdi ama yine de Kayseri kontra çıktığı
toplarda orta sahayı çabuk geçerek Beşiktaş kalesinde tehlikeli
oldular. Çünkü Sergen'in mantığı, "Katı defans yaparak maçı
kazanamazsın" fikriydi.
"Ben gol atayım, rakip düşünsün" mantığında.
Maç 2. yarı iki tarafa gitti geldi.
Bu kadar kötü maçların oynandığı ligde keyifli bir 90 dakika
izledik.
4 gol vardı, güzel pozisyonlar vardı, güzel hareketler vardı. Bu
konuda iki takıma da teşekkür etmek lazım. Stada gelen taraftarlar,
televizyonda seyredenler verdikleri parayı helal ettiler. Aslında
dün gece Beşiktaş 3 puan kaybetmedi bence 1 puan kazandı. Onun için
aldıkları bu puana şükretsinler. Şenol Güneş de biraz düşünsün
bakalım. Sakın Avrupa Kupası'nda oynuyoruz da böyle oluyor
demesin.