Galatasaraylı futbolcular dün gece neden mücadele etti? Ne değişti? Basit: Çünkü sıranın kendilerine geldiğini anladılar... Şansları var; Bursaspor da onlara yardımcı oldu
Futbolcuya çok sert yapmayacaksın. Kendini kötü hisseder,
aşağılanmış hisseder, senden intikam almaya kalkar. Futbolcuyu
fazla okşamayacaksın. Bu sefer de çok rahat eder, kendini bir halt
zanneder, bir tuhaf olur. Futbolcuyla münasebetin tatlı-sert
olacak. Oyuncu teknik direktörü fazla severse o teknik direktör
yandı. Sevmezse yine yandı...
Şimdi bu yazdıklarımı okuyunca diyeceksiniz ki "Ulan Erman Toroğlu,
bir teknik direktör nasıl olacak?" Hani derler ya 'demir yumruk,
ama kadife eldiven'... İşte öyle olacak.
Diyeceksiniz ki; bunları neden anlattın? Bu Galatasaray kadrosunu 4
maç evvel herkes "Koçlar, aslanlar 89 da olsa, 90 da olsa
kazanıyorsunuz" diye pohpohluyordu. Bu futbolcular kendilerini bir
halt zannettiler. Peki bu ne kadar sürdü? Fenerbahçe maçına
kadar.
Derbideki iğrenç mücadele, bakınız özellikle 'İĞRENÇ' kelimesini
kullanıyorum. Bir futbolcu kötü oynayabilir, bir futbolcu bacak
arasından topu kaçırabilir, ama aynı futbolcu koşar, mücadele eder,
topa kafasını, vücudunu sokar ona bir şey diyemem. Fenerbahçe
maçındaki Galatasaraylı futbolcuları düşünün. Bir de ondan sonra
yaşananları... Ben Galatasaray takımını 6 yediği Fenerbahçe
maçından sonra bile böyle iğrenç mücadele ederken görmemiştim.
Peki ne oldu da dün akşam Galatasaraylı futbolcuların çoğu bu kadar
mücadele ettiler? Ne değişti?
Şu kadar basit: Artık sıra kendilerine geldi. Kim olurlarsa
olsunlar, ne kadar isimli olurlarsa olsunlar artık olmayacaklardı.
Dün gece çok mu iyi oynadılar? Hayır. Ama iyi mücadele ettiler,
yardımlaştılar.
Şansları var; Bursasporlu oyuncular da onlara yardım etti. Böyle
sırat köprüsü üzerinde giden bir Galatasaray yakalamışsın, hem de
kendi seyircisi önünde... Üstüne gitsen çok şeyi değiştirebilirsin
ama onlar yapamadılar. Bir takım için teknik direktör çok
önemlidir. Riekerink'e birilerinin şunu söylemesi lazım:
Bak Riko kardeş! Yöneticiler derse ki, biz teknik direktörümüzün
arkasındayız. Bilki en yakın zamanda gidiyorsundur. Yani aklına
başına topla. Yöneticiler sakın arkana geçmesinler, yanında
dursunlar.