Yaz süresince siyasette ve ekonomide daha neler yaşanacak
bilmiyoruz ama herkesin çok yorulduğu kesin. Kişisel gözlemim o ki;
hem tatil hem bayram olmasına rağmen, insanların yüzü eskisine
kıyasla daha az gülüyor.
Datça’ya özgü mü bilmiyorum ama, tatilcisinden esnafına kadar
genelde ekonomi için de olumsuz bir havanın hakim olduğunu
söyleyebilirim.
Datça’da son yıllarda olduğu gibi, yine çok sayıda ev inşaatı
tamamlanmış ama bu yıl fiyatların düşmeye başladığı, buna rağmen
satışların durgun gittiği söyleniyor.
Bu arada Datça’da yoğun olan yabancıların ev alımlarının durduğu
görülüyor. Yabancı bir arkadaşın, Türkiye’yi çok sevmesine rağmen,
evini ısrarla satmak istemesine de şahitim. Israrla satmamasını
telkin etmemize rağmen, özel bir olaya maruz kalmasa bile,
yabancılara karşı dostluk ortamının son 2-3 yıldır artık
kalmadığını, bu genel havadan tedirginlik duyduğunu, o nedenle
satmak istediğini söylüyor.
Özetle; bayram ve tatil olmasına rağmen insanların ağızlarının
tadının kaçtığı açık.
Aslında sorun aynı; Türkiye’deki kutuplaşma artarken, sürekli bir
sıcak çatışma ihtimalinin devamı, özgürlükler ve başkasına karşı
hoşgörünün çok azalması, herkesin çevresinde devletin haksız
işlemini ve eylemini yaşamış insanların artmış olması,
hoşnutsuzluğu yaratan unsurlardan bazıları.
Belki ileriye dönük siyasi ve ekonomik umutların çok zayıflamış
olması da, bu bayram ve tatil günlerinde yüzlerin gülmesini
engelleyen çok önemli faktör.
Ülke ve toplum olarak bırakın geçmişi, şu anda yaşamaya devam
ettiğimiz sorunları düşününce bile yüzlerin neden asık olduğunu
anlamak mümkün.
Olağanüstü halle birlikte son 1 yılda 100 binleri aşkın kişi
işlerinden atıldı, bir çoğunun FETÖ ile ilgisi bulunmadığı açık ve
hala bu kıyım devam ediyor. “Olağanüstü hal bitse de, herkesin
çevresinde şahit olduğu bu mağduriyetler artık giderilse” diye
bekliyorsunuz, OHAL’in kaldırılması hala düşünülmüyor.
Bu ülkenin ana muhalefet partisi başkanı artık dayanamadı, sağlık
sorunu tehlikesine rağmen kendini yollara attı, 10 günü aşkın
süredir yürümeye devam ediyor. Şimdiye kadar hep yumuşak tavrını
korumuş olan Kılıçdaroğlu bile, tabandan gelen tepkinin de
büyümesine üzerine, sivil itaatsizlik eylemlerine başlamak zorunda
kaldı. Siyasi tıkanma bu noktaya kadar geldi.
HABERLERE BAKINCA ANLAŞILIYOR
Kılıçdaroğlu’nun “Adalet yürüyüşü” için sebep çok artmıştı ama
bardağı taşıran son damla, gazeteci arkadaşımız, CHP milletvekili
Enis Berberoğlu’na verilen 25 yıllık ceza oldu. Gerekçeli karar
çıkınca hukukçular; içerideki gazeteciler başta olmak üzere çoğu
kimsenin başına gelen yargının zorlama siyasi kararlarının
Berberoğlu için de geçerli olduğunu açıkça söylediler.
Şehit haberlerinin devam ettiği iklim sürerken, yetmedi, gıda
zehirlenmesinden asker ölümleri haberleri almaya başladık. Neden
şimdiye kadar olmayan asker zehirlenmeleri şimdi oluyor diye
bakınca, ekonomik tercihlerin, insan canına kastedecek kadar
siyasetin etkisine girdiğinin işaretlerini görüyorsunuz.
Suriye’deki politikalardan sonra Arapların kendi içindeki krize de
taraf olduk. Diğer Arap ülkeleri Katar’dan Türkiye ile ilişkilerini
kesmesini istiyor.
İşte tüm bunlar, insanların bayramda ve tatilde bile yüzlerinin
gülmesini engelleyen unsurlar. Herkesin yüzünün daha çok güldüğü
bayram ve tatil günleri dileğimle..