AKP’nin kuruluşundan Tek Adam iktidarına kadar uzanan 17 yılda
“halkın hizmetkârlığı”ndan “buyurgan despotluğa” geçildi.
Mütevazı aile evinden Saraylara yükselen bir debdebe yaşandı.
Halka uzanan el, yukarıdan sallanan öfkeli parmağa dönüştü.
Eşitlikçi dil, paylayan-azarlayanaşağılayan sese yükseldi.
“Öfkeli reis”e bunları hiçbir yakını söyleyemezdi.
Bunları söyleyen muhalifler ise “düşman”dı.
Bu “ilkel öfke” giderek her yetkiyi kendisinde topladığı için de
ağır cezaları göze almadan hiç kimse bir şey söyleyemez oldu.
Bu toplumsal birikim zaman zaman patladı, ama örgütlü bir
mücadeleye dönüşemedi.
İşte, İstanbul yerel seçiminde iktidar bir yanlış yaptı. Belediye
başkanı seçimini kabul etmedi.
Her türlü baskıyı, her türlü yasadışı işleri göze alarak YSK eliyle
bu seçimi yenileme kararı aldırdı.