Beş yaşında tesettüre sokulmuş kız çocukları.Başlarına sarık
konmuş erkek çocukları.
Kâbe maketinin çevresinde dolaştırılan yuva çocukları.
‘Değerler eğitimi’ başlığı altında inanç telkini yapılan küçük
çocuklar.
Laik eğitimin her düzeyde okullarda kaldırılışını kaygıyla izlemek
yetmiyor.
Ülkenin küçük çocuklarına giderek artırılan yaygınlıkta ‘bilinçdışı
eğitimi’ yapılıyor. Çünkü bu yaştaki çocuklar henüz hayal ve gerçek
ayrımını yapacak bilişsel güce erişmemiştir. O yaşlar söylenen her
şeyi kabul edecek, zihnine yerleştirecek, ömür boyu da onu
koruyacak bir kayda açık dönemdir.
Bu nedenle de ‘siyasal İslam’, eğitimi tarikatlara bırakıyor, onlar
da ‘söyleneni kabul etme, itaat etme, biat etme eğitimi’
yapıyorlar.
Ömür boyu kul olacak, toplumu ümmet yapacak ‘bilinçdışı eğitimi’ bu
nedenle yapılıyor.
Teolojik eğitim ortaçağda yüzyıllar boyunca beyinleri yıkamış,
insanları Papa’ya biat eden, İmparator’a köle eden sistemin temeli
olmuştur.
Ancak Rönesans ve Aydınlanma, insanı yeniden keşfederek dünya
hayatını insanların iradesine teslim etmiştir.
Laik eğitim bu aşamadan sonra ‘bilinç eğitimi’ne dönerek çocukları
‘soru sorma’, ‘aklına yatmayanı kabul etmeme’, ‘tartışma’ ve
‘gerçeği arama’ yöntemine kavuşturmuştur.
Şimdi Türkiye, yeniden ortaçağa dönmeye çalışıyor.
Siyasal İslam ‘laik eğitim’den kurtulmaya çalışıyor. Bunu da
orasından burasından çekeleyerek, fazla da tepki uyandırmadan
devreye sokuyor.
Telkine en uygun çağ olan çocukluk dönemini hedeflemel...