Bu başlık altında hayvanları yazmıştım. Yazıyorum da.
Hayvanların bize çok şey öğrettiğini düşünüyorum.
Elbette -her şey gibi- öğrenmek isteyene.
Tam da bu sırada İlahiyat Profesörü Mustafa
Aşkar’ın sözü denk geldi: ‘Namazkılmayan
hayvandır’ buyurmuş.
Tepkiler oldu, söz çevirmeler yaşandı.
Aslında sayın profesör belki de ‘Hayvan namaz
kılmaz’ diye insana ilişkin bir fark yaratmak
istemiştir.
Doğrudur, ‘hayvan namaz kılmaz’.
Talihsiz bir noktadan almış konuyu profesör.
Hayvan namaz kılmaz da insanların yaptığı birçok şeyi de yapmaz.
Bunları da söylemesi, hiç değilse düşünmesi gerekiyor.
Örnek verelim mi? Eşekler yalan söylemez.
Yalan söyleyen eşek görülmemiştir. Ama yalan söyleyen insan mı?
Yalan söylemeyen insan arayın ki bulasınız.
İnekler hırsızlık yapmaz değil mi İlahiyat hocası? Hayır, çünkü
inekler hırsızlık yapmaz.
Hırsızlık yapan insanları tanıyor musunuz?
Şöyle büyük hırsızları? Çantalar dolusu, kutular,
kasalar?
Bunu yapan bir hayvan yoktur.
Hırsızı savunan, ‘Yapsa da kimse inanmaz’ diyen bir tilki
gördünüz mü?
Evet, tilki kümesten tavuk kaçırır. Ama karnını doyurmak
için.
Bal yer misiniz sayın hocam. Arılar yapar. Hayvandırlar. Namaz da
kılmazlar.
Siz, kaçak villa yapmak için ormanı yok eden hayvan gördünüz mü?
Görmediniz, çünkü yoktur. Ama yandaş olduğunuz çok insan vardır
bunu yapan.
Hayvan ormanın dostudur. O sizin insanlarınız ise ormanın
düşmanıdır. Aç gözlerini hiçbir toprak doyurmaz.
Kaplan, evet yırtıcıdır profesör, beslenmek için avlarını yer. Ama
katliam yapmaz.‘Ben ormanın kralı olacağım’ diye orman
hayvanlarını öldürmeye kalkmaz.
Keçiler hayvandır. Namaz kılmazlar. Yeni filizleri yemeyi de
severler. Ama erkekleri olan tekeler küçük oğlaklara tecavüz etmeyi
aklından bile geçirmez. Bu işe‘badeleme’ diyenler de sizin
tanıdığınız insanlardır.
Sülük, kan içen bir hayvandır. Yapıştığı canlının kanını emer. Ama
doyunca bırakır arkadaş. İnsanların sülükleri ne doyar, ne bırakır,
yakınları, yarenleri emer de emer.
Koçlar koyunlarla çiftleşir. Kuzular doğar. Koyunun sütüyle
beslenip büyürler. Ama insaf edin hocam, siz hiç beş on koçun
birleşip de bir kuzuyu sıraya dizdiğini duydunuz mu?