Yetkin bir bilim insanı. Bir sosyal psikoloji profesörü. Azmiyle
alçakgönüllülüğü birleştirmiş bir öğretmen.
Uluslararası değere ulaşırken ülkesini yücelten.
Aramızdan ayrılırken yüreğimize yerleşti.
‘O’ artık aramızda değil, içimizdedir.
Öğretmenim, düşün arkadaşım, yoldaşımdır.
Bugün, onunla Leyla
Tavşanoğlu tarafından Cumhuriyet için yapılmış
röportajından bazı sözlerini aktaracağım.
Bu görüşmenin tamamı, kendisinin izniyle ‘Tehlikeli Cehalet’ adlı
kitabımda yer almıştır.
Soru: AKP’nin toplumu değiştirme ve dönüştürmeyi amaçladığı
söyleniyor. Bir toplum nasıl değiştirilip dönüştürülür?
Yanıt: AKP’nin toplumu değiştirmeye çalıştığı fikrine
katılıyorum. Bu süreç 1950’li yıllarda başladı. İnsanların
dini duyguları istismar edilmiştir. Tarikatlar oy deposu
olarak görülmüştür. Hep de ‘önceleri din bastırılmıştı, bu bir
liberalleşme hareketidir, demokratikleşmedir’ dendi.
Oysa, DP’den önce Cumhuriyet hiçbir zaman dini
baskı altına almamıştı. Sadece laik düzen
getirildi. Böylece dinin toplum düzenini kontrol
etmesi durduruldu. Ama bu, insanların dini
inançlarının baskı altına alındığı anlamına kesinlikle
gelmez.Kimi sosyal bilimcilerimiz bunu böyle söylüyor. Ben
bunu büyük bir haksızlık ve yanlış olarak görüyorum.
Prof. Kağıtçıbaşı, Atatürk dönemini
eleştiren kişilere karşı bu görüşlerini açıklıyor.
Soru: Bu işler AKP ile başlamadı ama AKP hepsinin üzerine tüy
dikmedi mi?
Yanıt: Evet, dikti.
Bakın, Erbakan bu ülkeye çok
zararlar vermiştir. Bunları da Milli Görüş
çizgisinde yetiştiren odur. Tabii unutmamak gerekir ki 12
Eylül 1980 darbesinden sonra bu imam hatipler ve Kuran
kursları daha fazla arttı. Bir taraftan imam hatipler, öbür
taraftan Kuran kursları Türkiye’de kültürü değiştirmekte en
önemli rolü oynadılar.
Soru: İyi de kadından imam olamayacağına göre neden bu kızlar imam
hatiplere gönderiliyor?
Yanıt: Bunlar tam anomali. Daha doğrusu anormallikler. O
kızlar daha sonra anne olunca kültürü değiştiriyorlar. Bir
taraftan imam hatipler bir taraftan Kuran kursları bu etkiyi
yaptılar. Zorunlu din dersleri fazla olmamakla birlikte etkili
oldular.
Eğitimi ele geçirmek kaleyi içten fethetmektir. Daha
çocukluktan o dünya görüşü oluşturuluyor. Dini formasyon
verdiğinizde dünyaya o şekilde bakmayı öğreniyorlar.