Cennet ödüldür. Cehennem ceza. Bütün inanç
sistemleri bu ‘ödülceza’ ikilemini insanların başına
asmıştır.
Ölüm korkusu da bu eşiğin üstüne
yerleştirilmiştir.
Ölümden sonra ya cennet ya da
cehennem.
Irvin Yalom (psikiyatrist ve
yazar), insanın dört korkusunu şöyle tanımlar:
Ölüm korkusu,
Özgürlük korkusu,
Yalnızlık korkusu,
Yaşamın anlamı.
Korkular. Ödüller ve cezalar.
İnsanı bilinmeyen güçlerin elinden kurtararak
bilinen güçlerin dünyasına getiren Aydınlanma ve Rönesans devrimi,
cenneti ve cehennemi de yeniden tanımladı.
Cennet, insan aklına dayalı bir dünya düzeni
ile, insanın kendi sorumluluğunu bilerek adaletli, refahı paylaşan,
herkesin yararlı olacağı, mutlu olacağı bir yaşamdı.
Cehennem, insanların bir bölümünün ezen, bir
bölümünün ezilen olduğu, adaletsiz, yalancıların, hırsızların refah
içinde olduğu, dürüst insanların sıkıntı çektiği, mutsuz bir
yaşamdı.
Cennet de cehennem de bu dünyada
yaşanıyordu.
Cenneti yaşamak da insanların yapacağı bir
şeydi.
Cehennemi yaşamak da insanların birbirine zulmü
idi.
Kim neye inanır, nasıl düşünür bilmiyorum, ama
ben ülkemde cenneti de, cehennemi de görüyorum.
Cennet de burada, cehennem de.
***
Cennet gibiydi benim ülkem.
Buğday tarlaları uzanırdı. Hayvanları
otlaklarda beslenirdi. Tertemiz yeraltı suları toprağı besler,
insanlar birbirine sevgiyle seslenir, saygıyla selamlaşırdı.
Çocuklar mutluluk içinde oynar, sevgiyle büyürlerdi.
Ülkem yoksuldu ama dürüstlük içindeydi. Yalan
dolan bilmezdi. Okullar çocukların neşesiyle çınlardı.
Bir büyük savaştan yeni çıkmıştı ülkem.
Kurtuluş Savaşı’nı vermiş, yeni bir devlet kurmuştu. Başındaki
Mustafa Kemal’e güveniyordu. O da bütün varlığını
halkına adamıştı.
Ülkem yoksul ama gururlu bir yeryüzü
cennetiydi.
Daha güzel bir cennet olma
yolundaydı.
Ama sonra başka şeyler oldu.
Zaman ilerledi.
O güzel insanlar güzel atlara
bindiler.
Gittiler.
***
Şimdi ülkem bir cehennem.
Adalet isteyenin dayak yediği bir
cehennem.
Zorbanın haklı sayıldığı bir
cehennem.
Yalancının zengin olduğu bir
cehennem.
Emekçinin ezildiği bir cehennem.
Artık ülkemi tanıyamıyorum.
Korku her yanda kol geziyor.
Meleklerin yerini zebaniler almış.
Güçsüzün sesi duyulmaz olmuş.
Haksızlığı, zulmü örtmek için,
Bir yaygara, bir şamata sürüp
gidiyor.
Ağzını açana tokat.
Doğruyu söyleyene zindan.
Doğrudan yana olana ceza.
Eğriden yana olana ödül verilir
olmuş.
Artık ülkemi tanıyamıyorum.
Cennetim cehennem mi olmuş?
***