Terim PSG yenilgisi sonrası “Işığı gördüm” demişti. Üç
gün sonra G.Birliği “Her yer karanlık” deyiverdi.
Galatasaray hafta içinde PSG’ye 1-0 yenilince, rakibin 1 milyar
avroluk kadro değerine vurgu yaparak skoru memnuniyetle (!)
karşılayan Fatih Terim, “Bu oyun ilerisi için ışık verdi” demişti.
Halbuki ortada sadece Seri ile girilen yarım pozisyon ve
Muslera’nın 8 net kurtarışından başka bir şey yoktu.
Zaten ortada ışığın olmadığı da dün akşam Ankara’da apaçık ortaya
çıkıverdi.
Şaşırtıcı olan kısmı hiç kimse PSG’nin İstanbul’a gelmeden 1 hafta
önce, hem de kendi evinde kadro değeri 77,8 milyon avro alan
Reims’e 1-0 mağlup olduğundan bahsetmedi. Tabii ki PSG’nin ligin
ikinci haftasında Cavani ve Mbappe’nin ilk on birde olduğu maçta,
kadro değerinin 10’da 1’i altındaki Rennes’e 2-1 mağlup olduğu
gerçeği de söylenmedi.
Yani, Fatih Terim’in yaptığı takımın üretememe problemini “takım
değeri” makyajıyla örtmeye çalışmaktı. Bu makyaj da kısa sürede
döküldü. Üstelik bunu da kadrosunun toplam değeri sadece 13,78
milyon avro olan Gençlerbirliği yaptı. Hem de vasatı bile aşamayan
bir oyuna rağmen birçok gol pozisyonuna girerek. Galatasaray’ı bir
defa daha Muslera ipten aldı.
Sakın ola ki Galatasaray’ın topa fazla hâkim olması gerçeği kimseyi
yanıltmasın. Bu istatistiği geliştiren bol bol yapılan yan pastan
başka bir şey değildi.
Hatta maç o kadar sıkıcıydı ki, 90 dakikayı izleyenler yayıncı
kuruluştan para iade talebinde bulunsa mahkemece haklı
bulunabilirdi.
Herhalde Mariano da çok sıkılmış olacak ki, rakibi Ayite’nin
sırtına bir boksör gibi attığı yumrukla “Bana müsaade” dedi ama
hakem Halil Umut Meler, “Birlikte katlanacağız” diyerek sarı kartı
yeterli gördü.
Lafı hiç eğip bükmeden söyleyelim. Galatasaray bu geniş ve kaliteli
kadrosuna rağmen, kendisinden 10’da 1’i değerindeki Gençlerbirliği
karşısında zor durumlara düşüyorsa ve nere...