“Kabataş Yalanı” hâlâ
belleklerde olmasına karşın, kolaylıkla benzer türden söylemler iş
yapıyor, belli ki seçim sürecinde ağzına geleni söylemeye devam
edecek RTE. Oyuncu Deniz Çakır’ı
doğrudan hedef gösteren söylemini hafife almayın, demek öyle bir
güce erişti ki RTE, karşısında hakiki düşman bulamadığı için mikro
düzeyde, sanal “düşman” yaratmak zorunda artık.
“Başörtülü bacıma saldırdılar 2” vakası
diyeceğimiz bu durum üzerinde durmak lazım.
Trafikte, pazarda günlük sıradan meselelerden
ötürü biriyle tartışmaya girebilir insan. Hele de bizim ülkemizde,
herkes burnundan solurken bu olasılık iyice yüksek. Eğer
karşınızdaki kişi sizinle başa çıkamıyorsa “Kılığıma
kıyafetime hakaret etti” ya da “Bakın bu
FETÖ’cü” diye bağırabilir. Muhtemelen çevrede olaya tanık
olanlar “Aman bu pislik bana bulaşmasın” diye
çoktan sıvışmış olacağı için bir başınıza kalırsınız ortada.
Pazarda kuyrukta bekleme itişmesi, kırmızı ışıkta yer kapma
kapışması terör suçuna dönebilir aniden! İftira, ispiyon günlük
sıradan durumlardan artık!
***
Yandaş medyanın kalemşorları, ekran
hokkabazları çoktandır tetikçilik görevi yapmaktalar.
Gülencilerle iş tuttukları sosyal medya
paylaşımlarından, geçmiş yazılarından, söyleşilerinden açığa çıkan
tipler, yaşamını bu gerici çetelerle mücadeleye adamış insanları
kolayca hedefe koyuyor. Neden? Çünkü yaptırım yok, ölçü yok, kural
yok, adalet yok! Bir tür günah çıkarma çabasındalar. Bu tiplerin
herhangi bir ilkesi olmadığı için, her dalkavuk gibi yalanda,
pespayelikte sınır tanımıyorlar. Hele birini salı grupta hedefe
koyduysa RTE, azgın biçimde vurdukça vuruyorlar!
“Mozart,
Beethoven dinlemeye devlet başkanını
zorlamak faşistliktir” söylemi Rutkay Aziz’e
yönelik gibi görünse de, esasen çağdaş yaşamı benimsemiş herkesi
hedefe koymaktadır. Bu da geçiştirilecek mesele değildir.
Aydınlanma çabası vermiş, büyük oranda başarmış cumhuriyet
kadroları, özellikle müziğin insan yaşamındaki yerini iyi
biliyordu. Devrimci kadroları “iki ayyaş” diye aşağılamak
rastlantı değildi elbette. AKM’yi yıkarken, Taksim’de dev cami
yapmak da simgeseldir.
***
Burada parantez açmak gerek. Olay Fazıl Say’ın RTE’yi konserine davetiyle başladı. Bunun üzerine Rutkay Aziz yumuşak bir eleştiri yaptı. Dünyanın her yanında makul sayılacak ifadesine karşılık “faşist” oluverdi aniden. Göreceksiniz olay daha büyüyecek. RTE konsere gideceğini bildirdi. Oraya kaç bin kişilik koruma kadrosuyla gidecek mesela? İçeri girdiğinde, dinleyiciler nasıl tutum takınacak? Ayağa kalkacak mı izleyiciler ya da kalkmayanlar “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan yargılanacak mı? Dahası, RTE kulise gidecek mi? Ya da sahneye çıkıp izleyiciye seslenecek mi? Bitmedi. RTE eğer Fazıl Say’ı saraya davet ederse, acaba dünyaca ünlü besteci nasıl tutum takınacak? Yazın kenara ciddi sorular bunlar ve seçim süreci için hepsi malzeme.
***