İyi Parti'nin satabileceği hiçbir malı yok. "Sosyolojik" bir
gerçeğe ve tabana da dayanmıyor, parti havada duruyor.
Daha şimdiden "hizipler" bile oluşmuş. Olmayan yorganın kavgasını
yapıyorlar.
Esasta MHP'yi ele geçirmeyi başaramayanlar tarafından Devlet
Bahçeli'den intikam almak amacıyla kurulmuş olan bu parti, kendini
"merkezde" göstermek sevdasına tutulduğu için "biz ülkücülüğü
onlardan daha iyi yaparız" da diyemiyor...
Sonuçta, Demirel'in "eyidir eyi" lafazanlığı gibi birtakım boş
laflara sığınıyorlar: Partimiz iyidir, zaten adı üstünde, herşey
çok iyi olacak, Türkiye'ye iyi geleceğiz, falan filan.
Meral Hanım boş konuşmayı iyice ileri götürmüş, "29 Ekim'de herkes
iyiydi, kimse hastalanmadı" falan demeye de başlamış...
İyi.
(Yok yahu, propaganda yapmıyorum!)
Bu partinin hiçbir alanda dişe dokunur bir vaatte bulunamadığını
daha önce belirtmiştik.
Varmış, dış politikası varmış.
Neymiş bu? "Milli politika" istiyormuş!
"Türk milletinin onurunu, Türk devletinin yüksek çıkarlarını ancak
milli ve geleneksel bir dış politikayla sağlayabiliriz"
dediler.
Hani korkmasalar "yurtta sulh cihanda sulh" diyecekler ama o lafın
dokunacağı yer başkadır.
Yani bu hesaba göre Erdoğan'ın uyguladığı dış politika milli
değilmiş!
Amerika'ya da Avrupa'ya da kafa tutan, Amerika'ya bağımlılıktan
kurtulmak için kendi tankını uçağını yapmaya koyulan adam milli
değilmiş.
Peki "geleneksel dış politikadan" anladıkları nedir?
Ortadoğu'ya sırtını dönmek olsa gerek...
Onu CHP de söylüyor. Suriyeliler'i de sınır dışı edecekler.
Ama hiç olmazsa onların "ambalaj sanayii kenti kurmak" gibi
saçmasapan da olsa projeleri var.